menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Uykusuzluk üzerine

40 7
11.01.2025

“Hazırlıklı olup hazırlıksız olanı bekleyen kazanır.”

Sun Tzu

Güzel şeylerden bahsetmeyi biz de isterdik. İyiliğe ve güzelliğe dair hikayeler anlatmayı. Yirmi dört saat bile vermiyor ülke insana ki bir nefes alalım.

İktidara söz geçiremediğimizi kanıksamış olmalıyız. Hıncımız baki, gücümüzün yettiğine doğrultuyoruz.

İktidardan çok muhalefetin eleştirilmesi normal bu yüzden. Hiç olmadığı kadar sağlam, tutarlı, kudretli bir ana muhalefet bekliyoruz. Gündemi belirlesin, iktidarın stratejilerini boşa çıkarsın ya da en azından yorsun istiyoruz. Böyle her diledikleri tereyağından kıl çeker gibi olmasın. Geride kalmasın istiyoruz, ön açsın.

Sokaklarda “N'aber?​” sorusundan çok “Ne yapacağız böyle?​” sorusu geziniyor.

Yaklaşık 8-10 köşe yazmışım soru sormanın önemine dair.

Dingin uykular için insanın yanıtlara ihtiyacı olur.

O yüzden bu hafta biraz içimi sorularla dökeyim istedim affınıza mağruren. Çok içimde kalıyor, kalmasın. Soruyu sormak yanıtı düşünmeyi gerektirir. Yanıt, hazırlıklı olmayı sağlar.

Yanıtı bulunamamış sorular sadece uykunun değil, huzurun, hayallerin, umudun katili olur. Umarım bir gün yanıtları bulunur…

- Geçim yoksa seçim var da seçimi kim nasıl koyacak masaya? Ya 360 vekil lazım ya cumhurbaşkanı kararı.

- Diyelim olmaz denen oldu, erken seçim kararı alındı. Seçim bazı bölgelerde elektronik yapılacak denildi. Nasıl kontrolü sağlanacak, ıslak tutanak yerine neyle teyit edilecek? Elektronik seçime nasıl itiraz edilebilecek?

- Erken seçimi dillendire dillendire eskittik ve olmadı diyelim. Bu halk sonraki seçime kadar nasıl dayanacak? Yoksulluk, yoksunluk bir yandan, baskı rejimi, ayrımcılık, çaresizlik derken ruhsal çöküntü ayrı. Bu nasıl toparlanacak?

- O zamana kadar anayasa değişikliği gündeme geldi diyelim. İlk dört maddeye karışmadılar ama ana dilinde eğitimi pakete koydular, siyasi tutsakların salınmasını vadettiler öte yandan bir sürü de riskli madde var. Üstelik bu anayasa ile sonsuza kadar Erdoğan seçilebilecek diyelim. Kampanyalar yapıldı, kamuoyu bastırdı ve tarihi bir olay oldu, iktidar geri adım attı. 5-10 düzenlemeyi geri çekti. Ana dilinde eğitim ve siyasi tutsaklara özgürlük duruyor. Ne yapılacak? Çünkü Gezi tutsaklarının, Kavala’nın ve nicelerinin serbest bırakılma ihtimali doğacak. Ama biz bağrımıza taş basıp hayır diyeceğiz. Demirtaş’ı da bırakmayacaklar. Ya yeni bir ‘Yetmez ama evet’ dalgası yaşanırsa ne yapılacak?

- İşçi direnişleri her yeri sarmışken, aile hekimleri ve sağlık emekçileri grevdeyken, devlet okuluna çocuk gönderen ebeveynler dinci vakıflardan, Ülkü Ocakları’nın derse girmesinden şikayetçiyken, özel okul öğretmenleri taban maaş isyanında, velileri ücret protestosundayken, vize alamayanların mağduriyeti, evladı askerde olanların Suriye endişesi, emekli ve memurun sefalete terk edilmesi, ekolojik yıkım, çiftçinin iflası derken tüm bu mücadeleleri birleştirmek mümkün değil mi? En azından seçimi beklemeden iktidardan bir iki istifa, hak, talep koparmak, birkaç zafer kazanmak herkese iyi gelmez miydi?

- Top kıçımıza çarptı hasbelkader gol oldu, dünyanın ekseni kaydı, meridyenler karıştı, retrolar bitti şans yüzümüze güldü ve erken seçim oldu, hop iktidar değişti diyelim.

Asıl güveni inşa edecek hareket planı burada........

© Evrensel