Aygün Kevrina ve Deniz Gezmiş sevdasına dair: ‘Tanığım’
Aygün Kevrina’nın Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım adlı kitabı yayımlandıktan sonra geniş okuyucu ilgisinin yanı sıra bazı tartışmalara da alan açtı. Yalnızca devrimci gençlik tarihinin simgesi olmakla kalmayıp Türkiye’de bütün sol ve sosyalist hareketler için de ortak bir değer olan Deniz Gezmiş hakkında söylenen, yazılan her sözün tartışılması, değerlendirilmesi önemlidir. Deniz Gezmiş hakkında yarım asırdan fazla bir zamandır pek çok kitap yazıldı. Deniz, şiirlere, türkülere, filmlere, tiyatro oyunlarına konu oldu. Ancak ilk kez onun özel ve gizli kalmış bir yanının perdesi açıldı. Bazı hayranlar, efsanevi devrimci önderin aşkı hakkında konuşulmasını “magazinleştirme” olarak değerlendirerek kitabı kınadı, bazıları ise bir idolün insan yönünün konuşulması için fırsat olarak görüp değerli buldu.
Aslında kitabı “magazinleştirme” girişimi, Aygün Kevrina’nın gerçek olmadığı, kendisi gerçekse bile yazdıklarının hayal ürünü olduğunu ileri sürenlerden geldi. Deniz’le aynı yıllarda öğrenci olmuş, onunla bir süre devrimci gençlik eylemlerine katılmış olanlardan bazıları, Deniz’in “Bütün sırlarını bilen” arkadaşları gibi konuştular. “Yok böyle bir şey, olsa biz bilirdik!” dediler. Bunu söylerken, bir kısmı henüz kitabı okumamıştı bile! Deniz’in bu aşkını nasıl büyük bir özenle sergilememeye çalıştığını inandırıcı bir biçimde anlatan Aygün Kevrina’nın öyküsünden haberleri yoktu. Öyküyü bilenler, Deniz’in gerçekten en yakınında olan birkaç kişiydi. Onlardan hayatta kalan biri, arkadaşları arasındaki adıyla Dinamit Kenan’dı (Kenan Ertuğrul). “Olsa biz bilirdik” diyenler, herhalde Dinamit ile Deniz arasındaki omuz omuza ilişkiyi inkar edemeyecekler, onun tanıklığına kuşku düşüremeyeceklerdir.
Kitabı okudun. İtirazları da biliyorsun. Sen, Kevrina’nın Deniz’le olan ilişkisi ve anlattığı tutkulu sevdası üzerine ne söylemek istersin?
Kitapta, özellikle Deniz’le ilişkisinin başladığını söylediği mekanı çok iyi biliyorum. Merdivenlerden düşmesini, Deniz’in onu kaldırıp yaralarıyla ilgilenmesini anlattığı yer, aslında Beyoğlu-Tünel’deki TMGT (Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı) binasıdır, bunu Kevrina Aksaray FKF olarak hatırlıyor. Doğru, Aksaray’da FKF’nin bir yeri vardı, ancak TMGT’de bu uzun boylu kumral kızı çok kez gördüm ve Deniz’le sıradan olmayan bir yakınlığı olduğunu biliyordum. Şık giyimli ve bir zengin aile kızı görünümlüydü. Deniz ilişkilerini sergileme tutumu içinde olmadı; daha çok Aygün’ü koruma düşüncesiyle bir kız arkadaşı, bir sevgilisi olduğunu her yerde el ele dolaşarak herkese özellikle belli edip göstermeye çalışmıyordu ama ilişkileri gizli-saklı da değildi. Örneğin TMGT’ye genellikle akşamüzerleri bazen........
© Evrensel
