Komisyon sorunu
Bir türlü adı konulamayan, ama tarafların kendince bir ad taktığı “süreç”ten sonra, şimdi de adı konulamayan bir komisyonumuz oluyor. Bu sürecin önemli aktörü MHP’nin komisyona “kardeşlik ve dayanışma komisyonu” adını verdiği basında yer aldı. Adlara takılmadan bunların göreceği işleve odaklanmak doğru olacak. Basına yansıdığı kadarıyla komisyon 51 üyeli olacak ve AKP 21, CHP 10, DEM ve MHP 4’er Yeni Yol 3, Mecliste grubu olmayan partiler ise 1’er üye ile temsil edilecek. Şimdiye kadar İyi Parti komisyona katılmayacağını açıklayan tek parti oldu. CHP ise partilerin eşit temsilini ve bu olmazsa kararlarda nitelikli çoğunluk aranmasını istiyordu. Bu yazı yazılırken CHP’nin de komisyona katılacağı açıklandı.
Komisyonun kurulmasını eleştirenlere -Kürt düşmanlığına varmadan, şovenizmi körüklemeden elbette eleştirilebilir- karşı öncelikle şu tespiti yapabiliriz: Bugün Mecliste bulunan ve Meclise katılma gerekçelerini kamuoyuna açıklamış olan partilerin, bu Meclis çatısı altındaki herhangi bir komisyona katılmasından daha doğal bir tutum olamaz, çünkü bu komisyon da Meclis çalışmalarının bir parçası ve uzantısıdır. Bunun dışında Kürt siyaseti ve Kürtler komisyona katılma isteğinde ve beklentileri var. Bu da katılmanın en güçlü gerekçelerinden birisidir. Diğer partilerden farklı olarak Emek Partisi, TİP, DEM gibi partilerin, komisyon çalışmalarının Meclisin dört duvarı arasında kalmaması, sadece yasal düzenlemeleri önermekle kalmayarak, Türk ve Kürt halklarına sorunu ve kendi çözümlerini açıklama, onları aydınlatma ve demokrasi, eşitlik, barış mücadelesine kitlesel olarak onları da katma, CHP’yi de bu çalışmaya kazanma gibi görevleri var.
Bazen şu itirazla karşılaşılabiliyor: Komisyon sadece silah bırakma süreciyle sınırlı ve Kürt sorununun çözümü ve........
© Evrensel
