Gelişmelerin kısa bilançosu
FETÖ operasyonları her kesim ve sorunun temelsiz iddialarla içine dolduruldukları torba davalarla yürütülüyordu. Şimdilerde ise “adam” sırtladığı heybeyle benzer bir role soyunmuş durumda. Ona yavaşlatan ve bazen de fren yaptıran ise kitlelerin sokaklardaki ve meydanlardaki gücü. Bu güç onların uykularını kaçırıyor. Örneğin Hürriyet’te Selvi CHP lideri Özel’in “Sokak Çağrısı”nı hata olarak görüyor: “Devletimiz ikinci bir Gezi’ye imkan vermeyecek kadar güçlü. O nedenle diyorum ki bu kez yeni bir Gezi çıkaramayacaklar, bu kez başaramayacaklar.” diye yazmakta. Oysa kitlesellik, süreklilik ve yaygınlık olarak Gezi zaten çoktan aşıldı. Üstelik bu mücadele eksikleri tamamlandığında daha da yaygınlaşıp, süreklilik kazanacağının tüm belirtilerini üzerinde taşıyor. Pazar günkü miting ve devamında gelecekler ülkenin yakın dönemdeki kaderini çizecek öneme sahip.
Burada biraz eylemlerin içeriğini değerlendirmek gerekiyor. Başta gençler olmak üzere sokakları, alanları dolduranlar doğrudan politik taleplerle eyleme başladılar. Seçme ve seçilme hakkının gasp edilmesi, diploma iptali, gözaltı ve tutuklama bu eylemlerin temel itici gücü oldu. Dikkat edilirse eylemlerde neredeyse hiçbir ekonomik talep ileri sürülmedi, gündeme getirilmedi. Evet, halkın yaşadığı derin yoksulluk, hayat pahalılığı, zamlar, düşük ücret ve maaşlar, gençliğin ekonomik sıkıntıları halkın ve gençliğin tepkisinin bu denli hızlı ve yaygın olmasında kuşkusuz bir rol oynadı ama bunların dile getirilmesi eylemlere damga vuran etkenler olmadı. Eylemlere çerçevesi sınırlı olan doğrudan politik talepler damga vurdu. Bu kadar derin yoksulluğun, sefaletin ve açlığın yaşandığı bir dönemde halkın doğrudan politik taleplerle hareketlenmesi kuşkusuz ileri bir tutum ve bunun devam etmesi gerekir. Ama nasıl?
İşçi ve emekçi hareketleri genellikle ekonomik taleplerle başlar. Bu başlangıç harekete daha geniş kesimlerin........
© Evrensel
