menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Faşizmin ezilmesi: Dün ve bugün

16 6
09.05.2025

Dün 8 Mayıs’tı. 8 Mayıs 1945 Hitlerci, soykırımcı Alman faşizminin yenilerek teslim olduğu tarihtir. Bugünün dünyasında 8 Mayıs’ı hatırlamanın, hatırlatmanın özel bir önemi var. Çünkü uluslararası koşullar, güçlü sosyalist bir devletin varlığı dışında, İkinci Dünya Savaşı öncesi koşullara giderek daha fazla benzemeye başladı. Kısaca o dönemi hatırlayalım: Faşizmin yenilgiye uğratılmasının mimarları Stalin ve onun önderliğindeki sosyalist Sovyet halklarının olağanüstü kahramanlığı ve fedakarlığıdır. Başta İngiltere ve ABD olmak üzere Batılı emperyalistlerin “komünizmi yeryüzünden kaldırsın” diye göz yumdukları, iş birliği yaptıkları, rezil Münih politikaları ile önünü açtıkları Hitlerci faşizm ağır bir yenilgiye uğratıldı ve teslim oldu. Batılı emperyalistler sadece faşizmin önünü açmakla kalmadı, mecburen “müttefik oldukları” Sovyetler Birliği’nin tüm ısrarına karşın Batı’da ikinci cepheyi ancak haziran -Normandiya çıkarması- 1944’de, Hitler ordularının Kızılordu önünde kesin yenilgisinin belli olduğu -Stalingrad 1943- tarihten sonra açtılar.

Avrupa devletlerinin bugün 8 Mayıs’ı faşizmin yenilgisi ve özgürlük günü olarak kutlaması -Almanya’da göstermelik bir tören yapılıyor- gerekiyor ama onlar bunun adını bile anmak istemiyorlar, bu “anıyı” tarihten silmek istiyorlar. Çünkü o dönemin hatırlanması, tartışılması kendi suçlarının görünür hale gelmesine neden oluyor. Onlar unutturmaya çalışsa da unutulmasın: 27 milyon Sovyet vatandaşı sadece ülkelerini savunmak için ölmedi, Avrupa ve dünya halkları faşizmden kurtulsun diye de öldü. Tespit etmek gerekiyor ki: önce sosyalizmin, sonra onun kalıntılarının tarih olmasından sonra köprülerin altından çok sular aktı. Uluslararası emperyalist gericilik dışarıdan kuşatması, içeriden iş........

© Evrensel