menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Alternatif nerede?

19 33
21.02.2025

Ülke zulmün yoğunlaştığı bir dönemden geçiyor. İşçinin hakkını savunan sendikacı, politik partilerin yöneticileri politika yaptıkları için tutuklanıyor, göz altına alınıyor, görevi halka gerçekleri açıklamak olan gazeteciler görevlerini yaptıkları için içeri tıkılıyor, sanatçıları temsil etmekle görevli menajer görevini yaptığı için -tekel her alanda var ve bu ayrı bir sorun-cezaevine atılıyor, Türklerin ve Kürtlerin birlikte ve ayrı demokratik hareketleri baskı ve terörle bastırılmaya çalışılıyor, belediyelere kayyım atamaları tüm hızıyla devam ediyor. Yasakların ve zorbalığın alanları her geçen gün biraz daha yaygınlaşıp, katmerleşiyor.

Bütün bu olup bitenler bazı çevre ve kişiler tarafından anlaşılmaz ve çelişkili bulunuyor. Böyle düşünmelerinin nedeni ise şu: Deniyor ki, “Bir taraftan barış, kardeşlik ve çözüm için görüşmeler yapılırken, diğer taraftan bu operasyonlar yapılıyor, buna bir anlam veremiyoruz, şaşkınlık yaşıyoruz.” Bu çevreler, gelişmelerin açıklamasını Erdoğan, Bahçeli arasındaki -olmayan- çelişkide arıyorlar. Ortada gerçekten bir çelişki var mı? İktidarın ve ortakların birbirinden farklı olmayan açıklamalarına göre bir değerlendirme yapılacak olursa ortada bir çelişkinin olmadığı görülecektir. Çünkü onlara göre Kürt sorunu diye bir sorun yoktur, mesele terörden ibarettir ve bu görüşmeler terörü sona erdirmek içindir. Peki kardeşlik bunun neresinde? Onların istediği kardeşlik Sultan Yavuz ve İdris’i Bitlisi kardeşliği ve onun günümüz koşullarında yenilenmesidir. Bu tür kardeşlikte hak ve özgürlükler, demokrasi ve eşitlik yoktur. Bunu kabul etmeyecek kesimler bastırılmalı ve susturulmalıdır. Böylece bu tür bir “kardeşlik” isteyen Türkler ve Kürtler birlikte bölgede diğer halkların başına bela olacaklardır.

Saldırılar sadece bu alanla sınırlı mı? Elbette değil, iktidarın ve sermayenin hedefinde öncelikle ekonomik hakları için mücadele kararlılığı gösteren işçi sınıfı ve emekçiler var. BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’de kişisel bir suç nedeniyle değil, işçilerin haklarını kararlıca savunduğu için tüm mücadeleci işçi ve sendika yöneticilerine gözdağı olsun diye tutuklanmıştır. Türkmen’in karşısında........

© Evrensel