‘Yeni dünya düzeni!’
Ülke içindeki gelişmelerin hızı ve yoğunluğu, uluslararası düzeyde neler olup bittiğine ilişkin yazmayı sürekli olarak geriye atmayı beraberinde getiriyor. Bugün iç gelişmeleri bu haftalık bir yana bırakıp özellikle ABD’nin Yeni Başkanı Trump’ın politikalarını ve bunların uluslararası düzeyde yarattığı sarsıntıları kalın çizgileri ile ele almak istiyorum. Trump hızlı bir başlangıç yaptı. Grönland’ı istemek, Panama Kanalı’nı almak, Meksika Körfezi’nin adını değiştirmek, Gazze videosu gibi hamleleri uluslararası düzeyde epey bir şaşkınlık yarattı. Bunlara gümrük vergilerini yükselterek ticaret savaşlarının ivmesini yükseltmek de eklenmiş durumda. Zelenskiy’nin Beyaz Saray’da basın önünde azarlanması ve adeta kovulması işin tuzu biberi oldu.
ABD emperyalizminin Trump’la birlikte attığı bu adımlar uluslararası ilişkilerde nasıl bir gelişmeye yol açıyor ve sonuçları ne olacak? Kuşkusuz henüz sürecin başlarındayız ve bu yapılanları, meydana çıkan pehlivanların peşrevlerine benzetebiliriz. Ama şunu kesinlikle ifade etmek gerekir ki, ABD emperyalizmi eğer girdiği bu yolda ilerlerse bunun sonuçları oldukça çarpıcı olacak. Trump’ın Ukrayna-Rusya savaşını Rusya lehine olacak bir barış anlaşması ile bitirmek istemesini, kuşkusuz Çin-Rus yakınlaşmasını baltalamak, Rusya’yı yanına çekemese de tavırsız bırakmayı hedeflemek olarak değerlendirmek yanlış olmayacaktır. Trump böylece Kissinger politikasına dönmekte -Rusya ve Çin ile birlikte mücadele etmemek, birini yanına çekmek ya da tarafsızlaştırmak- ama kuşatılacak olan geçmişin aksine Rusya değil, Çin olacaktır. Hesap bu, ama istenilen sonucu vermesi oldukça kuşkuludur. Ancak ABD........
© Evrensel
