Ara buluculuğun işçiden götürdükleri
İş davalarındaki zorunlu ara buluculuk uygulaması yedinci yılını doldurmak üzere. 1 Ocak 2018’den bu yana devam eden ve işçilerin yasal haklarını hak olmaktan çıkaran ara buluculuğun ne olduğunu, nasıl işlediğini ve sonuçlarını kısaca hatırlayalım.
Ara buluculuk, uyuşmazlıkları dava dışı yöntemlerle çözmek anlamına gelen alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden birisidir. 2012 yılında kanun düzeyinde hukuk düzenindeki yerini almıştır. Ancak kanunun özünü oluşturan “Tarafların, ara bulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek” konusundaki serbestliği döneminde neredeyse hiç uygulanmamıştır. Yaygın kullanımı önce iş uyuşmazlıklarında, sonrasında ticari uyuşmazlıklar, kira uyuşmazlıkları ve başka uyuşmazlık türlerinde zorunlu hale gelmesiyle mümkün olmuştur.
İşçiler, 1 Ocak 2018’den bu yana kanundan veya sözleşmeden kaynaklanan alacak, tazminat ve işe iade davalarından önce ara bulucuya başvurmak zorundadır. Ara buluculuk sürecinin anlaşmazlıkla sonuçlanması halinde dava hakkı kullanılabilmektedir. Ara buluculuk süreci sonunda üzerinde anlaşılan konular hakkında ise dava açılamamaktadır. İşte bu düzenleme işçiler için yasanın mutlak emredici düzenlemelerle güvence altına aldığı haklarını bile ortadan kaldırmıştır.
Şu anda özellikle ihtiyari ara buluculuk yoluyla işçilerin hak arama özgürlüğü, dava hakkı elinden alınmaktadır. İşçilerini işten çıkarmaya karar veren işverenler, kıdem tazminatını ödemek için ara bulucu anlaşmasını şart koşmakta, aksi takdirde işçiyi işsizlik ödeneğinden yararlanamayacak şekilde işten çıkarmakla tehdit etmektedir. Çaresizce patronun şartlarını kabul etmek zorunda kalan işçiler, sadece kıdem tazminatı alıp, ihbar tazminatı, fazla mesai........
© Evrensel
visit website