Cıcero ve Augustınus: Adalet olmadığında krallıkların haydut çetelerinden ne farkı kalır?
Zaten iyi gitmiyordu. Memleket ve dünya 2025’e çok daha çalkantılı girdi. Şara kendini Suriye Cumhurbaşkanı ilan etmiş, Trump ‘ABD uzun süredir kaldığı yerde kalıyor, bu böyle olmaz, genişlemeli’ diyor. Putin büyük Rusya emelleri peşindeydi, NATO ondan daha hızlı genişledi. Milli Görüş ve Erdoğan zaten imparatorluk, yeni Osmanlı arayışında, Osmanlı’nın eski toprakları daha da parçalanıyor. İsrail yayılmaya devam ediyor, Gazze’de neredeyse ayakta bina kalmadı, İsrail Şam’a dayandı.
Çıkarcı dinci milliyetçilik revaçta, yayılmacılık ideolojik olarak kilise ile din ile iç içe geçiyor. Misyon, tebliğ de yayılmayı genişlemeyi esas alıyor.
İçe dönersek her tür muhalefet baskılanmaya çalışılıyor. Bunda yargı tarafsız ve bağımsız mı, sadece son on günde yaşananlara bakılırsa, pek öyle gözükmüyor. Kartalkaya otel yangınında kurulan bilirkişiye el çektirilmesi ve yerine yeni bilirkişi oluşturulması, İstanbul’da belediyeler ile ilgili davalarda bilirkişi sorunu, gazetecilere bilirkişiyi niye aradınız veya onunla telefon görüşmenizi niye yayımladınız davası, sanatçılara Gezi soruşturması… Sadece bu son on gün yaşananlar bile sorunun ne kadar derinleştiğini göstermeye yetip artıyor.
Tüm bu yaşananlar yeni de değil. Bunların ne anlama geldiğine dair değerlendirmeler de yeni değil.
St. Augustinus’un (354-430) “Paganlığa Karşı Tanrı Devleti” kitabının 4. Kitap 4. Bölüm’de bir korsan/haydut/hırsız ile Büyük İskender’in diyaloguna dayalı olarak çete ile krallık arasındaki bağı veya farkı değerlendiriyor: “Adalet olmadığında krallıkların haydut çetelerinden ne farkı var?Dolayısıyla adalet ortadan kalktığında, krallıklar büyük haydut çetelerinden başka nedir? Çünkü haydut........
© Evrensel
