2025 Mart protestoları; dayanaklar, hedef ve sorunlar-I
19 Mart’ta başlayıp ‘bayram arifesi’ne dek devam eden, öğrenci boykotlarıyla üniversitelerde devam etme potansiyeli gösteren 2025 Mart protestoları; ekonomik, sosyal ve siyasal baskı ve saldırılara duyulan tepkilerin parçalı-bölük şekilde çeşitli biçimleriyle görülmekte olduğu bir dönemde yaşandı. Kitleselliğiyle; devamlılık ısrar ve potansiyeliyle bu protestolar İstanbul, Ankara ve İzmir gibi ülkenin en büyük kentleri başta olmak üzere yaygın şekilde ortaya çıktığında, iktidar cephesi ezme ve etkisizleştirme politikasında yoğunlaşır ve Goobelsci kara propagandayı yaya bırakır bir karalama iletişim seferberliğiyle etki alanını daraltmaya çalışırken, CHP yönetimi daha önce kaçındığı bir tutumla kitlesel protestoyu çağıran bir çizgiye yöneldi. Bunlar yaşananlar.
Erdoğan’ın başında bulunduğu Saray yönetiminin -tek adam yönetimi de deniyor- işçi sınıfı ve tüm diğer emekçi kesimlerin gösterecekleri tepkilere ve örgütlü ilerici-devrimci güçlerin muhalefetine karşı baskı ve saldırıları yoğunlaştıracağı yönündeki düşünceler yıllardır gazete köşelerinde dile getiriliyordu. CHP yönetiminin yıllardır saldırı, baskı ve yasaklara karşı izlediği muhalefetin başlıca özelliği ise sözlü eleştirinin yanı sıra seçim ve sandığı tek alternatif göstermekti. Bu tutum ve politika yıllar yılıdır devrimci demokratlar ve sosyalistler tarafından uzlaşmacılıkla eleştiriliyor ve CHP’yi destekleyen halk kitlelerinin bu uzlaşıcı ve saldırılar karşısında etkisiz tutumdan uzaklaşarak iş yeri, fabrika, okul, semt ve sokakların mücadele alanına dönüştürülmesine yönelmelerinin tüm sömürülen ve ezilenlerin yararına olacağı belirtiliyordu. CHP yönetiminin son yıllardaki en kitlesel etkinliklerinden biri olan “adalet yürüyüşü” bir yana bırakıldığında, tutum olarak mart 2025 protestoları, farklı........
© Evrensel
