BELEM ÖMER ABİYE
Bazı kayıplar vardır, insanın ruhunda derin yaralar açar ve hiçbir zaman tam olarak kapanmaz. Sevdiğin birini kaybettiğinde, aslında kendinden de bir parçayı kaybedersin.
İşte tam da öyle bir anda, hayatımın en ağır yükünü omuzlarımda taşıyorsundur.
Kuzenim ÖMER, bizim oraların deyimiyle Belem Ömer Abi...
Kardeşimden farksız olan, çocukluğumu, gençliğimi, en güzel anılarımı paylaştığım insan...
Artık yok.
Bu kelimeyi kabullenmek, nefes almak kadar zor. Yok...
Bir daha sesini duyamayacağım, bir daha o güzel hikayeleri dinleyemeyeceğim.
Bir daha beraber dertleşemeyeceğiz. Kayıp, içimde kocaman bir boşluk açıyor, sanki dünyamın dengesi altüst oluyor.
Sessiz Yas
Ölüm…
Ne kadar alışmaya çalışsak da, ne kadar kabullenmeye uğraşsak da asla içimize sindiremediğimiz o soğuk gerçek. Bir gün yanımızda olan, sesini duyduğumuz, dokunabildiğimiz bir insanın bir anda yok olması… Sanki hiç yaşamamış gibi, sanki tüm anılar bir hayalmiş gibi. Ama hayır, o yaşadı. Güldü, ağladı, sevdi, özledi. Şimdi ise sadece sessizlik kaldı geriye.
İlk birkaç saat, beynin bunu reddediyor. Sanki birazdan arayacakmış gibi, kapıdan içeri girecekmiş gibi geliyor. Ama zaman geçtikçe bu acı gerçek, kalbinin en derinine batmaya başlıyor. Herkesin içi yanıyor ama en çok da geride kalanlar için dünya duruyor.
Gözler sürekli onun olduğu yerlere kayıyor. Oturduğu koltuk, içtiği bardak, bıraktığı........
© Enpolitik
