MALCOLM X
ABD bir zamanlar kendi coğrafyasında siyah-beyaz ayırımı yaptığı yıllarda Elijah Muhammed tarafından start verilen Nation of İslam Harekâtının mazlum zencilerin sesi olup tarihe damga vurduğu malum. Böylece zencilerle bütünleşen bir harekât olarak adından söz ettirmiştir hep. İyi ki de zencilerle bütünleşen bir hareket olmuş, bu sayede siyah-beyaz ayırımından her kim hapishaneye yolu düşmüşse gelip burada Nation of İslam Harekâtına üye mahkûmların telkinleriyle Müslüman olma şerefine nail oluyordular. Hele bunlar arasında bir takım yaşanmışlıkları görüp geçirdikten sonra Müslümanlıkla şereflenen biri vardı ki; o kişi uyuşturuculuktan tutunda, hırsızlık, gasp türü her ne ararsan var diyebileceğimiz bir mahkûmdu. Söz konusu o mahkûm kişiyi tahmin etmişsinizdir, hiç kuşkusuz o kişi ileriki yıllarda yediden yetmişe sıkça adından söz ettirecek olan Malcolm X’ten başkası değildi elbet.
Evet, Malcolm X karıştığı bir suçtan dolayı hapishaneye düştüğünde Bimbi isminde bir adamın dinsizliği eleştiren konuşmasından etkilendiğinde bir bakıyorsun dine kitaba karşı artık küfretmez olur. Hele birde Nation Of İslam (İslam Ümmeti harekâtı) üyesi küçük ağabeysinden gelen mektuplar ve akabinde hapishane ziyaretlerindeki nasihatleri ruh dünyasında dalgalanma oluşturmaya ziyadesiyle yetip Müslüman olmasına vesile olacaktır. Daha da yetmedi içeride kardeşleriyle, dışarıda ise Elijah Muhammed’le devamlı mektuplaşarak bundan böyle artık hapishane onun için Yusufiyeyi hatırlatan çilehane olur. Böylesi çilehaneye can kurban elbet, zira on yıllık Yusufiye çilesi hayatı onu kemale erdirecektir. Zaten bu yolda çile çekmeksizin vuslata erilmez, Nitekim tüm peygamberler, tüm sahabe, tüm evliya, tüm ulema, tüm şüheda çile çemberinden geçmişler, dolayısıyla Malcolm X’in de bir Müslüman olarak bu yolun başlangıcında çile çekmesi son derece gayet tabiidir. Yeter ki Allah için çekilen çileye sabredilsin her çilenin sonunda pembe şafakların doğacağı muhakkak. Hem kaldı ki hak ve hakikat yolunda çile çekmekle kim ne kaybeder ki. Bilakis Yusufiye çilesi sonrası Malcolm X liderliğinde bu harekât bir başka anlam kazanır da. Kelimenin tam anlamıyla Malcolm X, Elijah Muhammed sonrası bu harekâtın sorumluluğunu üstlendiğinde omuzlarına binen yükün hakkını ziyadesiyle verip hele ki o müthiş ateşleyici konuşmalarla kitleler nezdinde en karizmatik gözdesi lideri olur bile. Nitekim o kitlelere yönelik o müthiş konuşmalarında beyazların sürekli olarak siyahîleri sömürdüklerine dair dikkatleri üzerine çekip şöyle der; “Bizler........
© Enpolitik
