Bir Rektörün başarılı olacağının garantisi hangi ilkelerdir?
Sn. Cumhurbaşkanımız tarafından 16 rektörün 13’ü atandı ve görevlerine başladı. Bu hafta da 3 ve yeni açıklanan üniversitelerin rektörleri atanabilir.
Ancak, YÖK tarafından 2547 sy.yasa. güncelleştirilmediği için, dışardan atanan Rektörlerin kadro sorunu, atamaların gecikmesi, vb. sebeplere yol açıyor.
Bu konuda Sn. Hasan Mandal bir örnektir. İTÜ Rektörlüğü’ne atandı. Kadrosu bir üniversitede ve İTÜ’de olmadığı için bir ilan verildi. Şimdi atamalar da kadronun gelmesini bekliyor ve Sn. Mandal zorda kalıyor, belki de itibar kaybediyor. Oysa YÖK, bunlara sebep olmaz, yönetmelikleri değiştirebilirdi. Ama nedense olmuyor!
Her ilde Rektörün, İl’den olması, o üniversitede çalışıyor olması isteniyor.
Neden?
İli, sorunlarını, çevreyi vb. bilir, daha yararlı olur” diye…
Tıp Fakültesi olan üniversitelerde Rektörün Tıp’çı olması geleneksel hale getirilmiştir. Yararı/zararı mı oldu, bilmiyoruz…Çünkü hep söylüyoruz “başarı ölçütleri yok ki” çıktıları olsun.
Örnek: 50 yıl aradan sonra bir gelenek bozuldu ve bir Diyarbakırlı ve Edebiyatçı Dicle Üniversitesi’ne Rektör atandı…
Şimdi Dicle Üniv. Rektörünün; memleketi ve insanları çok daha iyi tanıdığı ve bildiği, hizmet politikasını daha doğru belirleyeceği bekleniyor.
Elbette rektör; “Liyakat sahibi, dürüst ve çalışkan bir idareci ise başarılı olacaktır. Ama, önce adalet duygusunun olması, çalışanla çalışmayanı ayırt etmesi gerekiyor. Rektör; ildeki kurumlarla üniversiteyi, sivil toplum örgütlerini, özel sektörü vb. birleştirerek ülke enerjisine katkı........
© Enpolitik
visit website