12 yıllık zorunlu eğitim 4+4+3 olarak değiştirilmelidir.
Rapor çok iyi hazırlanmış. Tebrikler. Eklemeye bir cümle bile bulamadık.
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği, Maarif Platformu ve Medeniyet Enstitüsü’nün düzenlediği “Türk Eğitim Sistemi ve Zorunlu Eğitimin Yansımaları” konulu çalıştayın sonuçları;
Geçmişi ulus devletlerin tarihi ile başlayan zorunlu eğitim uygulamasının en belirgin özelliğinin sanayi devrimi sonrası ulus devlet mantığı ile örgütlenmiş, bilginin kaynağının okullar olduğu varsayımına göre şekillendirilmiştir.
Her öğrencinin öğrenme üslubu ve algılama hızı birbirinden farklıdır.
Zorunlu eğitim sistemi, tüm öğrencilerin “aynı kalıba” sokularak “bireysel farklılıkların” göz ardı edildiği, insan akıl ve fıtratına ters bir uygulamadır. Zorunlu eğitim uygulaması, çocuğun akılcı düşünce dünyasının ve davranışlarının mekânsal ve müfredat kısıtlamalarıyla denetim altına alınarak tek bir kaynakla şekillendirilmesidir”
Özellikle ilköğretim ve orta öğretimin ilk kademesinde (ortaokul) (her şeyden biraz) asgari bilgiler yerine; çok önemli olan öğrencinin kimliğini oluşturacak değerlerin yanında; onu hayata hazırlayacak temel bilgi ve beceriler verilmelidir. Bundan sonra ise birey kabiliyeti ve isteği doğrultusunda ileri bilgi ve becerilerle desteklenmelidir.
Farklılıklara izin vermeyen tek bir müfredat üzerinden katı bir şekilde yürütülen zorunlu eğitim, sistemin en büyük sorunlarından biridir. Bu durum hem öğrencilerin hem de eğitim sisteminin tüm paydaşlarının mağdur olmasına neden olmaktadır.
Seçenekleri olan eğitim modelleri, öğrencilerin farklı yetenek ve ilgi alanlarını geliştirmelerine ve daha başarılı bireyler olarak yetişmelerine olanak tanır. Eğitim sisteminde daha fazla esneklik hâsıl etmek, ailelerin ve öğretmenlerin eğitime olan katkılarını artırmak ve devlet eğitim masraflarını azaltmak için önemli bir adımdır.
Zihinleri sınırlandıran zorunlu eğitim ve müfredat tekeli gibi uygulamaların, özgür ve müfredat çeşitliliğine imkân veren esnek yapılara dönüştürülmesi bir ihtiyaçtır.
Bugünkü eğitim sisteminde gençlerimiz hayata geç başlamaktadır. Evlilik yaş ortalamasının her geçen gün daha da yükselmesinde, eğitim ve meslek planlamasının önemli bir etkisi vardır. Yıllara göre ortalama evlenme yaşı incelendiğinde, her iki cinsiyette de evlenme yaşının arttığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre ortalama evlenme yaşı, 2018 yılında erkekler için 27,8, kadınlar için 24,8 olurken, 2023 yılında erkeklerde 28,3 iken kadınlarda 25,7 oldu. Gençlerin okullarda kalma süresine bağlı olarak iş ve aile kurma yaşı yükselmektedir. Dolayısıyla bu durum aile ve akrabalık ilişkilerinin yanında genel ahlakı da olumsuz olarak etkilemektedir.
Zorunlu olarak okula gelen öğrenci diğer arkadaşlarını da olumsuz etkilemektedir. Okumak istemeyen (ama uygulamalı........
© Enpolitik
