‘Siber Kuvvetler Komutanlığı’
Günümüz dünyası, hızla dijitalleşen bir evrenin kapılarını artık araladı. Teknolojinin hayatımıza entegrasyonu, küresel ölçekte birçok kolaylık sağlarken, beraberinde yeni tehditler de getirdi. Artık savaşlar sadece sahada silahlarla değil, klavyeler ve dijital platformlar üzerinden de yürütülüyor. İşte tam da bu noktada, ‘’Siber Kuvvetler Komutanlığı’’ gibi bir yapının önemi gün geçtikçe artıyor.
İçinde bulunduğumuz dijital çağda, teknolojinin daha kritik bir hal almasına karşı ulusal güvenliğin yeni kalesi olan ‘’Siber Kuvvetler Komutanlığı’’nın oluşturulması, günümüz modern dünyasında devletlerin maruz kaldığı yeni tehditlere karşı önlem almak, bunlara karşı savunma ve caydırıcılık sağlamak ve gerektiğinde mukabele edebilmek için oldukça önem taşıyor.
İnternet ve dijital teknolojilerin yaygınlaşmasıyla birlikte siber tehditlerin artışı, diğer harp sahalarını geride bırakan ‘’Siber Kuvvetler Komutanlığı’’nın, ülkemiz için ayrı bir birim olarak faaliyet göstermesini elzem hale getirmiştir.
Geçtiğimiz günlerde de bir örneğine şahit olduğumuz siber saldırılar, hem devletlere hem de bireylere yönelik büyük tehditler oluşturmakta. Devlet destekli veya bağımsız gruplar tarafından gerçekleştirilen bu saldırılar, devletlerin kritik sistemlerini hedef aldığı gibi, ekonomik sistemleri de zayıflatabilir ve istihbarat sızdırarak ulusal güvenliği tehdit edebilir.
Devletlerin önemli yapı taşları içerisinde yer alan elektrik şebekeleri, hastaneler, bankacılık ve ulaşım gibi dijital sistemlere bağımlı olan kritik altyapıların hedef alınması halinde, işleyişi durma noktasına getirmek ve toplumda infial oluşturarak ülkeyi kaosa sürüklemek hiçte zor olmayacaktır. Bu sebeple, bu sistemlerin güvenliği toplumsal düzenin devamı için vazgeçilmezdir.
Klasik askeri yöntemlere kıyasla daha düşük maliyetli olmasına rağmen, oldukça etkili bir savaş biçimi olan siber savaşlar, bununla da kalmayarak daha büyük hasarlara yol açabilir. Olası bir siber saldırı durumuna karşın altyapıları korumak, öncelikli alınması gereken önlemlerdir. Dolayısıyla dünyanın gözünü diktiği devletimizin kendini bu tür saldırılara karşı koruma kapasitesini artırması gerekir.
Özellikle devlet destekli siber saldırılar, uluslararası ilişkilerde dahi yeni bir savaş alanı açmış durumda.
Geçmişte yaşanan siber saldırı vakalarına baktığımızda, Estonya’nın 2007’de yaşadığı dev siber saldırı, ve yine hatırlayacağınız üzere ABD ve İsrail tarafından İran’ın nükleer programına karşı 2010 yılında gerçekleştirilen Stuxnet saldırısı, endüstriyel kontrol sistemlerinin ve dış dünyaya kapalı sistemlerin........
© Elips Haber
visit website