menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Rejimin artan despotizmi ve CHP’de adaylık süreci

11 8
30.01.2025

Son birkaç hafta içerisinde Türkiye’de siyasal iktidarın yargıyı kullanarak muhalefet üzerinde oluşturduğu baskı iyice artmış durumda.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç konuşmalarında Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğünün hiç olmadığı kadar yüksek olduğu gibi masallar anlatsa da, ve muhtemelen kendi partizan seçmenleri bu masallara inansa da, gerçekler bunun çok uzağında.

Dünyadaki en kapsamlı siyasal rejim ölçümlerini yapan Göteborg Üniversitesi’ne bağlı “Varieties of Democracy” (Demokrasinin Çeşitleri) Enstitüsü’nün sağladığı verilere göre, Türkiye’de “hukukun üstünlüğü” Türkiye’nin kurulduğu 1923’ten sonraki en dip seviyede.

Düşünün, tek parti döneminde (1923-45) ve hatta 1980-83’teki 12 Eylül askeri darbe döneminde bile Türkiye’de hukukun üstünlüğü, yani ülkedeki kuralların tüm herkese, en başta da iktidar sahiplerine, eşit uygulanması, bugünkünden daha iyi durumdaydı.

Gene V-Dem’in sağladığı verilere göre, Türkiye’de “ifade özgürlüğü” 12 Eylül askeri darbe yönetiminden beriki en kötü noktasında. 28 Şubat sürecini geçtim, 1960-61’deki 27 Mayıs askeri darbe döneminde bile Türkiye’de bugünkünden daha geniş bir ifade özgürlüğü vardı.

Demokrasiye bütünsel baktığımızda ise, 1960-61 ve 1980-83 askeri darbe dönemlerini hariç tutarsak, Türkiye’de bugün demokrasi çok partili siyasal rejime geçilen 1950’den beriki en kötü noktasında.

1950’den beri Türkiye’de bu derece despotik bir sivil iktidar hiç olmadı. Sık bahsedilen Demokrat Parti’nin son dönemleri de bugünkünden daha otoriter ve despotik değildi.

İşin kötüsü, bugünkü iktidardan daha despotik olan 1960-61 ve 1980-83’teki askeri yönetimler hem demokrasi olduklarını iddia etmiyorlardı hem de geçiciydiler. Bugünkü iktidar ise kendisinin son derece demokratik........

© Elips Haber