menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Öcalan’ın çağrısı ve yeni çözüm süreci

11 3
06.03.2025

1 Ekim 2024’te Bahçeli’nin TBMM açılışında DEM Partililerle el sıkışması ile başlayan ve 22 Ekim’de gene Bahçeli’nin Öcalan’a yaptığı çağrıyla resmileşen yeni çözüm süreci, Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı tarihi bir çağrıyla, 1978’te kurulmuş ve 1984’ten beri Türk devleti ve ordusuna karşı tam teşekküllü bir silahlı isyan yürüten PKK’ya silah bırakma ve örgütü lağvetme çağrısı yapmasıyla yeni bir evreye girdi.

Bu konu üzerine Ocak ayında 2 yazı kaleme almıştım. Şimdi yeni gelişmeler ışığında sürece tekrar bakalım.

Sürecin belirsizlikleri

Öcalan 2010’lardaki birinci çözüm sürecinde de “silahlar sussun” çağrısı yapmış ancak süreç en sonunda çatışmaların yeniden başlamasıyla akamete uğramıştı. Bu defaki fark, PKK ile de önden oturulup konuşulmuş olması. Nitekim, Öcalan çağrı yaptığında “bakalım karşılık bulacak mı” gibi bir süreç işlemeden PKK çağrıya olumlu yanıt verdi ve ateşkes ilan etti.

Ancak, süreçte bazı anlaşmazlıkların devam ettiği de anlaşılıyor. Örneğin, PKK Öcalan’ın serbest kalarak örgütün kendisini lağvedeceği kongreye liderlik yapmasını istiyor. Bu muhtemelen gerçekleşmeyecek ancak Öcalan’ın süreci yönetmesi için İmralı ile iletişim kurmasına da izin verilecek.

Sürece dair başka ve oldukça kritik bir anlaşmazlık noktası ise Öcalan’ın silah bırakma çağrısının Suriye’deki YPG’yi de kapsayıp kapsamadığı. Sırrı Süreyya Önder katıldığı bir televizyon programında “ilkesel olarak kapsadığını” söylerken Tülay Hatimoğulları kapsamadığını söyledi.

Aslında Öcalan’ın çağrısında YPG’ye yönelik bir ifade geçmediği ve çağrının PKK’ya yönelik olduğu açık. Dolayısıyla, çağrının YPG’yi de kapsadığını düşünmek için bir sebep yok ki PYD/YPG’den Mazlum Abdi ve Salih Müslim de zaten bu yönde açıklamalar........

© Elips Haber