menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Fethullah Gülen ve örgütü

17 1
22.10.2024

Gülen Örgütü’nin lideri Fethullah Gülen dün 83 yaşında öldü.

Kendisinin öldüğü haberi bir süredir sık sık internete düşmekte ancak bunların sonradan uydurma olduğu anlaşılmaktaydı. Ancak hem örgüt/cemaatin kendi taraftarlarının hem de Türk hükümeti yetkililerinin açıklamalarından anlaşıldığı üzere bu defa gerçek.

Malûm, Fethullah Gülen 1980’lerden beri Türkiye toplum ve siyasetinde bir şekilde etkinliği olan birisi. Ancak, cemaat ve örgütün asıl majör bir oyuncu haline gelmesi 2002 sonrasında AKP’nin iktidara gelmesi sonrasında oldu. Özellikle de 2007-17 arasındaki on yıla damgasını vurduğunu söylemek yanlış olmaz.

Dolayısıyla, ölümü üzerine, Fethullah Gülen’in ve Gülen Örgütü’nün Türkiye yakın siyasi tarihindeki yerine biraz daha detaylı bakalım.

Bürokrasiyi ele geçirmeye çalışan bir gizli örgüt

Öncelikle, neden Fethullahçılar için “örgüt” ve Fethullah Gülen için “örgüt lideri” ifadesini kullanıyorum? Çünkü, bu yapı cemaat özellikleri de taşımakla beraber kendisini asıl karakterize eden örgüt niteliği.

Fethullah Gülen bir yönüyle bir dini cemaat lideri. Eski bir imam, İslam’a belli bir yorum getirerek çevresine bir cemaat toplamış ve dini eğitimler veriyor. Cemaat büyüdükçe başta eğitim ama aynı zamanda medya ve sivil toplum alanlarında belli bir etkinliğe ulaşıyor.

İşin buraya kadarki kısmında büyük bir sorun yok. “Sivil toplum faaliyeti” denilip desteklenebilir ya da desteklenmese bile müsamaha gösterilebilir. Ancak, uzun süre Gülen’in kendisi ve taraftarları Gülen cemaatini sadece bu alanlarda faaliyet gösteren bir yapıymış gibi göstermeye çalışsa da, Fethullaçıların bir de örgüt yanı vardı. Alternatif dini eğitimden geçirdikleri (diğer bir deyişle beynini yıkadıkları) genç taraftarlarını sonradan gizlice devletin kilit kurumlarına sokarak kadrolaşmış ve bu şekilde devlet içinde bir “gizli örgüt” haline gelmişlerdi.

Dolayısıyla, Fethullah Gülen bir dini cemaat lideri olduğu kadar aynı zamanda bir örgüt lideriydi.

Devlette örgütlenmek için Fethullahçılar bürokrasinin meritokratik sistemini kullandılar. Özellikle sağ/muhafazakâr eğilimli ailelerin zeki çocukları seçiliyor, bunlar “ışık evi” denilen evlerde alternatif bir dini eğitimden geçiriliyor, sonra bu kişiler ordu, yargı, emniyet gibi devletin kilit güvenlik kurumlarının sınavlarına sokuluyor ve kazanmaları sağlanarak bu kurumlarda adım adım sabırla kadrolaşılıyordu.

Sonul amaç: Tepeden İslam devrimi

Malûm, Türkiye olgun demokratik bir siyasal sisteme sahip bir ülke değil. 1923-50........

© Elips Haber


Get it on Google Play