Sosyal medya çürümüşlüğü
Objektiflik, bilgi sosyolojisi taraftarlarınca eleştirilir. Özellikle Bourdieu’nün habitus kavramında olduğu gibi; insanlar, kendi ortamlarının ürünüdür ve dolayısıyla da objektiflik oldukça zor ve hatta imkansız sayılabilir. Ancak bunun bir istisnası Mannheim’da mevcuttur. Mannheim’a göre kendi çevresi, bakış açısı dışına çıkarak, meseleleri objektif biçimde değerlendirebilen, “yüzer gezer entelektüeller/toplum olarak bağımsız entelektüeller” mevcuttur, bunu “freischwebende” kavramıyla ifade eder. Özetle, zor olsa da kendi öykümüz, kendi çevremiz, kendi taraftarlığımız dışına çıkarak olayları objektif biçimde değerlendirmek zordur ancak imkansız değildir ve aydınlar bunu yapabilenlerdir.
Sosyoloji bilsin bilmesin bir süredir insanların ağzında dolaşan bir kavram var; sosyal çürüme. Bununla toplumdaki gayrı ahlaki durumların çokluğu ve kanıksanmışlığı kastediliyor. Bir tespit olarak elbette topluma bakarak sosyal çürüme örneklerinden bahsedebiliriz ve bu durum, sadece Türkiye toplumu için geçerli değil, en geleneksel toplumlarda da en gelişmiş toplumlarda da sosyal çürüme örnekleri olabilir ancak bir toplum tümden “çürümüşlükle” itham edilemez. İlk olarak bu yanlış bir tespittir, zira ne kadar çürümüş örnek varsa bir o kadar da olumlu örnek vardır. İkinci olarak, bir toplumu çürümüş olarak etiketlerseniz, çürümeyle mücadele etmez, çürümüşlüğün kanıksanmasına katkı sağlamış olursunuz.
Sosyal çürüme kavramını sokakta pek duymuyoruz, daha çok sosyal medya platformlarının bir tanımlaması.........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d