Ben nerde yanlış yaptım!
Cumhuriyetin 102. Yılına coşku ve heyecanla giremiyoruz. Her an Güney Doğu’muzda İran’a bir saldırı gerçekleşebilir. Gazze’de durum zaten hiç düzelmedi. Trump, Abbas’ın kullanım süresi dolduğu için olsa gerek, onun yerine yeni birilerini arıyor. Bu arada, Abbas’ın Filistin’de zindanda tuttuğu Mervan Berguti’nin serbest bırakılması konusundan karar vermesi (!?) gerekiyormuş.
Kuzeybatımızda Ukrayna krizi derinleşiyor. Trump-Putin görüşmesi iptal. Batılı ülkeler bölgeye asker sevk ediyor. Öte yandan ABD Venezuella’ya saldırı hazırlığında. Vekalet savaşları, aslında yeni dünya savaşının provası gibi olacak..
Önümüzde ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan çok zor bir dönem var. Bu sadece ülkemiz için değil, bölgemiz başta olmak üzere, birçok ülke için böyle.
Bu arada Ankara KKTC şokunu henüz üzerinden atamadı. Bakü’de gerçekleştirilecek Avrupa Hahamlar zirvesi, İskenderiye’de gerçekleştirilecek olan Hristiyan liderler zirvesine dikkat ve tabi Türkiye’de gerçekleşecek olan Papanın İznik ziyaretini de not etmek gerek. Bütün bunlar 2. Milenyumun, ilk Jübilesinin ilk çeyreğine denk geliyor.
Şimdi biz dönüp kendi ülkemizde ne oluyor, biz ne yapıyoruz bir ona bakalım. Hemen belirteyim ki, gideceği limanı bilmeyen kaptana hiçbir rüzgâr fayda sağlamaz. Mevcut güç dengeleri içinde kendine tutunacak yer arayan ülkeler, öteki ülkelerin satranç taşında piyon olarak kullanılmaya mahkumdurlar.
Başımıza gelen felaketler, eğer bir imtihan vesilesi değilse ve içinde ilahi bir hikmet gizli değilse, o kendi ellerimizle yaptığımız şeylerin karşılığıdır. Bir musibet karşısında ilk refleks, tevbe istiğfar etmekse, bu doğru bir adımdır. Başkalarını suçlayarak bir işe başlıyorsanız, muhtemelen yanlış yoldasınız demektir.
Sahi bu gidiş nereye: Fe eyne tezhebun!
En son Fuhuşla mücadele yasası çıkarttılar değil mi? İktidarın grup başkan vekili bir hanım, bir TV programında LGBT’yi sorunca ne dedi: Bu konuyu araştırmadım, konu hakkında fazla bilgi yok! Fuhuşla LGBT arasındaki ilişkiyi bilmeyen, araştırması gereken ama henüz araştırmamış birinden söz ediyoruz ve bu akıl İstanbul sözleşmesinin, Lanzarotenin, Hayvan hakları yasasının ve fuhuşla mücadele yasasının arkasındaki akıl.
Şimdi çıkıp halka “Fuhuşla mücadele yasası çıkarttık” falan diyorlar da, ya hu fuhuş’un meşrulaşması konusundaki en önemli konu olan “Toplumsal Cinsiyet” konusunu ele alırken “eşitliği mi, adaleti mi” kafa karışıklığında istifade, “biyolojik cinsiyet”i reddeden, toplumsal cinsiyet kimliğini, tercihe dayalı, akışkan ve değişken hale getiren GENDER tanımını kimliklerimize kim çaktı ve bu fuhşiyata açılan kapıyı niçin kapat mıyorsunuz?
Herkes BİREY’den söz ediyor. KİŞİ, ŞAHIS, FERD unutuldu. BİREY “Din, ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyetten bağımsız, “Nesnelerarası........© Elips Haber





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon