menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Her şey mübah çağı

20 0
16.05.2025

Güç nedir? Tanımı zorlama, sindirme, rüşvet, tehdit vb. yoluyla istenen sonuca ulaşma yeteneği. Bu mu gerçekten?... sonradan tatlı tarifleri de çıktı. Kim ne derse desin güç, güçlü kaldı.

ABD eski başkanlarından Richard Nixon ve Gerald Ford dönemlerinde ABD Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Henry Kissinger, güç kavramını diplomasinin şıklığı içinde ustaca kullanan bir diplomattı. Kissinger, Harvard Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşmada, “Sadece güce bakamazsınız. Devletlerin adalet fikrini de temsil etmesi gerekir” yaklaşımına dikkat çekmek isterim. Kendisiye ilgili aktarılanlardan bir anekdota göre; bir devlet adamında en çok ihtiyaç duyulan niteliklerin “karakter ve cesaret ” olduğunu söyleyip şöyle devam etmiş; “…çünkü gerçekten zor olan kararlar 51-49 arasıdır. Liderlerin bu kararları verebilmek için “ahlaki güce” sahip olması gerekir. Cesaret liderlerin yolun bir kısmında yalnız yürüyebilmeleri için gereklidir.”

Bugüne atlayalım; ABD Başkanı Donald Trump, çarşamba günü Suudi Arabistan'da Suriye Devlet Başkanı ile bir araya geldi. Trump bu gezide aşağıda değineceğim çok ilginç konulara girdi çıktı. Bunların arasından dökülen kan, yiten hayatlar, ülkemize sığınan mültecilerle fakirleşen ve Araplaşan ülkemiz, dünyanın kör kaldığı Gazze gözlerimin önünden geçtiği için… geziden beni etkikeyen anekdotlardan biri ABD'nin Suriye’ye yönelik tüm yaptırımları kaldıracağına dair sürpriz açıklaması ve Başkan Trump’ın Suriye Devlet Başkanından ezeli düşman İsrail ile ilişkileri normalleştirmesini talep etmesi oldu.

Tarihsel süreç içinde aleni şantajlar ve her türlü sertliği barındıran “hard power” (sert güç) askeri caydırıcılık veya zorlayıcı ekonomik yaptırımlarla özdeşleşirken, 1980’lerdeki iklimle “soft power”a dönüştü. Algı kökten değişti belki de bize öyle göründü… Yumuşak güç, bir devletin istediğini zorlama yerine cazibe ve ikna gücüyle elde etme kapasitesini tanımlamaya başladı.

Gücün, cazibe yoluyla da kazanılabileceğini söyleyen uluslararası ilişkiler uzmanı, “güç” kavramının da mimarı sayılan Harvard Üniversitesi profesörü Joseph S. Nye Jr., çok kısa bir süre önce vefat etti. Hayal kırıklığı içinde yaşama veda etmiş olmalı. Düşünsenize yıllarca üzerinde çalıştığınız, isminiz etrafında uluslararası itibar ördüğünüz uzmanlık alanınız, ne dediğinizi, niye söylediğinizi okusa anlamayan, anlasa umursamayanların eline geçmiş, anında tarih olmuşsunuz, “kaos mimarları” iş başı yapmış, yapı paydos etmiş.

Nye ne diyordu; sertlik politikalarına alışmış bir dünyada, esip gürleyerek, silah çekip kan akıtarak istediğini almanın modasının geçtiğini, yeni dünyaya yeni kural geldiğini söylüyordu; yumuşak yumuşak da güçlü olunur. Hakikaten de metoduna “yumuşak güç” dedi. Kavram ortaya atılır atılmaz isim olarak moda oldu, ama uygulamaya alabilen sınırlı kaldı. Hollywood dünyası, Amerika rüyası… Tatlı bir emperyalizm de diyebiliriz. Neticede, masum değiliz hiçbirimiz. Nye, zaman içinde koşullar değiştikçe kurduğu güç endeksini kendi eliyle genişletti, sert güç, yumuşak güç, listesine “akıllı güç” (smart power) yaklaşımını ilave etti; yumuşak gücü geleneksel sert güç unsurlarıyla birleştirmenin önemini vurguladı.

Bugün hiçbir tanıma sığmayan yaklaşımlar hakim; biraz ondan biraz bundan. Her şeyin mübah olduğu güç dönemi yaşıyoruz. Hiçbir ahlak kalıbına sığmayan ya da kendi öncesinde hiçbir şeye benzemeyen bir ucube. “Melez Güç” dedikleri bu mu?

Gücün yeni adı ne?

Yerleşik kalıplara, geleneksel her şeye karşı çıkan dönem lideri ABD Başkanı Donald Trump. Kendi kurallarını koymaya çalışıyor. Kurduğu oyunun kurallarını dilediği zaman değiştiriyor, başa dönüyor, hayretle takip ediyoruz. Başkan, ilk yurt dışı gezisi olan Orta Doğu turunda, bize gücün türlü hallerinden örnekler gösteriyor. AirForceOne Washington’a geri dönene kadar bu gözler neler görecek kimbilir? Yeni dünya düzeni, Trump’ın değişken tarifeleriyle dikte edilen bir oyun. Nye’ın “etki, cazibe yoluyla da kazanılır” mirasını gözden geçirirken ABD Başkanın güç yorumu “quid pro quo”. Aslında çeviri yapıldığında “karşılıklılık”, yorum yapıldığında “çıkar karşılığı” diyebiliriz. Trump’ın Orta Doğu ziyareti bir ders; soft-hard-smart… ne derseniz deyin, “power/güç” ve gezide gerçekleşen-gerçekleşecek-vadedilen askeri ekonomik sosyal anlaşmalar tarihe geçti.

Güç........

© Ekonomim