Türkiye’nin ilk konfeksiyon kabrikasını kurdu, cillop gibi üretti, ilk bayiliği bana verdi
1971 yılıydı… Abdullah Kiğılı’nın telefonu çaldı:
- Abdullah Kiğılı ile görüşebilir miyim?
Kiğılı yanıtladı:
- Benim…
Arayan hanım Kiğılı’ya randevu bildirdi:
- Osman Bey (Boyner) yarın sabah saat 10.00’da Altınyıldız Fabrikasına bekliyor.
Abdullah Kiğılı, “Peki” deyip telefonu kapattı. Sonra bu randevu telefonu aklına takıldı:
Sultanhamam’a gitti, kumaş işinde Altınyıldız’ın en büyük bayisi Muammer Okan’ın yanında soluğu aldı:
- Osman Boyner yarın sabah beni fabrikaya bekliyormuş. Bu iş şaka falan olmasın. Rica etsem ne olduğunu bir araştırsan. Ben de ona göre hareket edeyim. Osman Boyner’in beni çağırdığına inanamıyorum.
Muammer Okan güldü:
- Ben biliyorum ne olduğunu ama sen yarın sabah git. Osman Bey sana anlatacak.
Abdullah Kiğılı, ertesi sabah Altınyıldız fabrikasına giderken heyecanlıydı:
- Koskoca Osman Boyner beni davet etti…
Fabrikaya girdi, Osman Boyner’in odasına geçerken heyecanı daha da arttı. Osman Bey, konuğuna çay ikram etti, konuyu açtı:
- Ben Beymen konfeksiyon fabrikasını kurdum. İtalya’dan tasarımcı getirdim. En nadide Altınyıldız kumaşlarından elbise yapıyoruz. Fabrika kuruldu, imalat başladı. Takım elbiseler çıkmaya başladı. Adı Beymen.
Abdullah Kiğılı “Hayırlı olsun” dedi, Osman Bey sürdürdü:
- Şimdi sana benim arabayı veriyorum. Fabrikamız Topkapı’da. Git şu elbiselere bak, sonra gel.
Kiğılı, fabrikayı gezerken bilgi verildi:
Kiğılı, hayatında ilk kez konfeksiyon fabrikası geziyordu:
- Biz de takım elbise yaptırmaya çalışıyoruz ama 3-5 kişilik, 10 kişilik atölyeler var. Tam düzgün bir şey de çıkaramıyoruz. Bu fabrika müthiş. Bant sisteminde bir sürü insan dizilmiş, her bir makine ayrı görev yapıyor. Cillop gibi takım elbise çıkıyor.
Fabrikayı “ağzı açık” gezdikten sonra Osman Boyner’in ofisine döndü:
- Hayırlı olsun. Çok güzel fabrika, çıkan elbiseler de öyle. Kumaşlar nadide, dikiş güzel.
Osman Boyner........© Ekonomim
