Konutta ve kirada en kötüsü geride kaldı mı?
Eminim ki inşaata, müteahhitlere, birden fazla konutu olanlara çok kızanların büyük bölümü bu yazıyı sonuna kadar okuyamayacak. Okusalar da yine aynı şekilde düşünmeye devam edecekler. Elbette herkes istediği gibi düşünebilir ve düşüncelerini de savunabilir. Ancak hem konut ve kira krizinin bir türlü çözülemeyişine kızıp hem de konut üretimini iyice baskılayan kararların alınmasını istemek en azından çelişkili bir durumdur.
Tuhaf bir şekilde, üzerine lanetler okunmuş inşaat ve gayrimenkul sektörünün neredeyse bütün tarafları ‘üretimi ve satışları’ canlandıracak önlemler adına çok umutsuz. Genel kanaat ‘biz ilgili bakanlarımıza her şeyi anlattık ama olumlu bir bakış yok. Artık söz bitti, konut ve kira krizi iyice derinleşince çözüm için adımlar atılır, biz de o zaman işimize bakarız’ şeklinde. Buna benzer cümleleri sektörün en büyük sivil toplum örgütlerinin başkanlarından ve en büyük konut üreticisi şirketlerin sahiplerinden duydum. Tabii ki bu sektörün iş insanlarının ‘resmi görüşü’ daha yumuşat ve farklı. Önemli bir kısmı ‘faizler düşmeye başlarsa satışlar canlanır, 2025’in ilk çeyreğinde piyasa açılır’ diyor.
Türkiye konut pazarında 1 yılda en fazla ilk el (sıfır) konut satışı 659 bin 698 adet ile 2017 yılında gerçekleşti. O sene toplam konut pazarı (ilk el ikinci el) 1,4 milyon adet sınırını da aşmıştı. Sonraki dönemde ülkemizde 1 yılda en çok konut 2020’de satıldı. O yıl satılan 1 milyon 499 bin 316 konutun 469 bin 740’ı ilk el konuttu. Aynı yıl ipotekli (krediyle) satılan konut sayısı 573 bin 337’ydi. Bu rakamların en güncel........
© Ekonomim
visit website