Şirketlerin edindikleri kendi paylarının satışında istisna mümkün (mü?)
Şirketlerin kendi paylarının iktisabı Mülga Türk Ticaret Kanunu’nda oldukça sınırlı hallerde mümkündü. 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’yla, belirli şartlarda şirketlere kendi paylarını edinme olanağı sağlandı.
Yeni düzenleme kapsamında şirketler, farklı amaçlarla kendi paylarını edinebiliyorlar. Sahip olunan atıl paranın değerlendirilmesi, şirketin yatırım olanaklarının daralmış olması, payın piyasa fiyatının gerçek değerin altına düşmesi durumunda öz sermayenin getirisinin yükseltilmesi, şirket kontrolünün kaybedilmesi riskinin önlenmesi, fiyat istikrarının sağlanması, mali tabloların iyileştirilmesi ilk akla gelen amaçlar. Elbette bir de öteden beri iştirakte birleşme halinde şirketler kendi paylarına sahip olabiliyorlar.
Şirketlerin kendi paylarının ediniminde ortaya çıkan vergisel konulardaki belirsizlikler, 2020 yılında yasalaşan 7256 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemelerle giderilmeye çalışıldı. Daha sonra 2021 yılında yayımlanan Tebliğ’e de konuyla ilgili ayrıntılı açıklamalar yapıldı.
Doğal olarak yapılan yasal düzenleme ve Bakanlıkça yapılan açıklamalar, bütün konuları netleştirmedi. Tartışmaya açık konular var. Bugünün konusu bu konulardan birisi, şirketlerin edindikleri kendi paylarının satışından elde edilen kazancın % 75’inin, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5-1/e maddesi kapsamında kurumlar vergisinden müstesna tutulup tutulamayacağı.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5-1/e maddesi hükmü, iki yıldan fazla aktifte tutulan iştirak hisselerinin satışından doğan kazancın, kurumlar vergisinden müstesna tutulmasına olanak sağlıyor. İştirak hissesi ticaretiyle uğraşan kurumlar, bu amaçla elde tuttukları iştirak hisseleri için istisnadan yararlanamıyor. Yasal düzenleme çerçevesinde istisnadan yararlanmanın bazı koşulları var.
Kanunda şirketlerin kendi paylarının satışında istisna uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin bir açıklık yok. Tebliğde de bu sorunun yanıtı verilmiş değil. Dolayısıyla genel hükümler çerçevesinde konunun incelenmesi gerekiyor.
Yanıtı ararken, şirketlerin kendi paylarının iştirak hissesi tanımına girip girmediği, söz konusu paylarının ediniminin ve elden çıkartılmasının vergi hukukundaki karşılığı, söz konusu payların muhasebesinin ne olması gerektiği ve istisna koşullarına uyulup uyulmadığı gibi konuların netleştirilmesi gerekiyor.
Gelir İdaresi tarafından 1998 yılında verilen bir özelgede, devir yoluyla birleşme sonucu iktisap edilen şirkete ait payların satışında, Kanun’da aranan şartların sağlanması halinde istisnadan yararlanılabileceği yönünde görüş verilmiş. Özelge mülga Kurumlar Vergisi Kanunu düzenlemesi kapsamında verilmiş ama söz konusu düzenlemeyle yeni Kurumlar Vergisi Kanunu düzenlemesi arasında, konumuz itibariyle bir fark yok. (Özelge İdarenin özelge havuzunda yok ama çeşitli kaynaklarda bulmak mümkün. İlgilenenler için 24.09.1998 tarih ve 33423 sayılı özelge.)
Konuyla ilgili yaklaşık iki ay önce bir özelge daha verildiği görülüyor. Söz konusu özelgeye bakılırsa İdare görüş değiştirmiş. Özelgede, istisnanın diğer şirketlere ait hisse senetleri veya ortaklık paylarının satışından elde edilen kazançları kapsadığı, şirketlerin kendi hisselerinin satışından elde edilen kazançların istisnadan yararlanmasının........
© Ekonomim
visit website