Kanunun lafzı ve ruhu
Başlık Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinden. Maddede vergi kanunlarının lafzı ve ruhu ile hüküm ifade edeceği, lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümlerinin; düzenlemenin amacı, kanun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tutularak uygulanacağı hükmü yer alıyor.
Kanunun lafzı ve ruhu ile hüküm ifade etmesine, şekle veya esasa ilişkin düzenlemelerin uygulamasına ilişkin, hem genel nitelikli hem de çeşitli yargı kararları ve özelgeler üzerinden çok makale okudunuz bu köşede. Bugün yine somut bir olayla ilgili yargı kararları üzerinden konuya değineceğim. Önce olayı ve yargı kararlarını özetleyeyim, sonra kısaca kişisel değerlendirmemi yaparım.
Aktifine kayıtlı taşınmazı satan kurum, satıştan elde edilen kazancın yüzde 75’ini pasifte özel bir hesaba koyarak, kurumlar vergisi istisnasından yararlanmış. Satışın yapıldığı yıldan sonraki beş yılda şirketin herhangi bir üretim ve satış faaliyeti olmadığı, beşinci yılda tasfiye kararı alındığı ancak kısa süre sonra tasfiyeden dönüldüğü, satıştan elde edilen kazancın mali yapının güçlendirilmesinde, üretim faaliyetlerinde ya da borçların ödenmesinde kullanılmadığı ve atıl olarak tutulduğu gerekçeleriyle, takdir komisyonunca belirlenen matrah farkı üzerinden yapılan kurumlar vergisi ve geçici vergi tarhiyatı dava konusu yapılmış.
Yargı kararlarına yansıdığı kadarıyla, somut olayla ilgili tespitler şöyle:
- Taşınmaz satış tarihi 20.04.2010
- Tasfiye karar tarihi 25.05.2015
- Tasfiyeden dönme tarihi 13.08.2015
- Taşınmaz satışından doğan alacak iki yıl içinde tahsil edilmiş.
- Satıştan doğan kazancın yüzde 75’i süresinde fona alınmış.
- Satıştan gelen nakit bankada mevduatta değerlendirilmiş.
Davayı inceleyen Vergi Mahkemesi;
- Faaliyetin devamı için zorunlu olan fabrikaya ait taşınmazını satan ve satış tarihinden sonra, herhangi bir üretim ve satış faaliyeti bulunmamasına karşın, 25.05.2015 tarihine kadar tasfiye kararı almayan,
- Bu tarihte alınan tasfiye kararından da 13.08.2015 tarihinde, faaliyetine devam etmek amacıyla dönen,
- Ancak, tasfiyeden dönme kararından sonra da faaliyet konusuyla ilgili herhangi bir faaliyette bulunmayan,
- Dava dosyasına, gayrimenkul satış kazancının, mali yapının güçlendirilmesinde, üretim faaliyetlerinde ya da şirketin borçlarının ödenmesinde kullanıldığına ilişkin herhangi bir delil sunmayan,
davacı şirketin, gayrimenkul satış kazancını atıl vaziyette tutmak suretiyle, kurumların bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerde daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak sağlanması ve kurumların mali bünyelerinin güçlendirilmesi amacına aykırı davrandığı gerekçeleriyle, takdir komisyonunca bulunan matrah farkı üzerinden re'sen tarh edilen kurumlar vergisinde hukuka aykırılık bulmamış ve........
© Ekonomim
visit website