Finansal baskılama devam ederken
Yerel varlıklar tüm hızıyla negatif yöndeki baskılanmasını devam ettiriyor. Ne global taraftaki gelişmeler ne de fiyatlamalardaki “iskonto” gibi kritik detaylar şu aşamada yatırımcılar açısından cazibe oluşturmuyor. Mayıs 2023 sonrası devreye alınan gecikmeli sıkılaşma-dengelenme-normalleşme paketi zamana yayılarak uygulandığından şirketler ve yatırımcılar üzerindeki algılaması da benzer şekilde oluyor.
Teyit etmek son derece basit: 1 yıllık süreçte ekonomideki yavaşlamayı hiçbir zaman Haziran’ın ikinci yarısındaki frekans ile konuşmadık. Hal böyle olunca şirketlerin bilançolarındaki hasarın anlaşılması ve buna göre pozisyon alınması da “kümülatif negatif etkileri” paralelinde gerçekleşiyor. Durun daha bitmedi: enflasyon muhasebesinin yarattığı karmaşa da finansalların ne anlaşılır eksende okunmasını ne de buna göre yatırım kararı alınmasını mümkün kılıyor. Devam eden yabancı çıkışı da yine listenin en başındaki yerini koruyor.
Yeterince içimiz karardıysa eğer şimdi biraz daha detay vermekte fayda var. Türk lirası cinsinden değerlenen varlıklar açısından “geri dönüş hikayesi” olarak tanımladığımız bu süreç maalesef hisse senetleri cephesinde aynı ölçekte etki yaratmakta başarılı olamıyor. Özellikle sektörel bazdaki kırılımlar üzerinden ilerlemek istediğimizde ise tablo çok daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor. 2024’te sıklıkla farklı birçok platform üzerinden tartışmaya açmaya çalıştığım “enflasyon muhasebesi karmaşası” ise gelişmelere negatif........
© Ekonomim
visit website