menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Otoriter rejimler ve tıkanan ekonomi

22 0
28.08.2024

Küreselleşmenin 1980 sonrası atağa kalkması finansal sermeyenin ve doğrudan yatırımların hızla artmasına neden oldu. Kapitalizmin bu yeni atağından bazı ülkeler ciddi yarar sağladı. Çin, küreselleşmeyi kendi yararına kullanan ülkelerin başında yer aldı. Dünya nüfus sıralamasında yakın döneme kadar ilk sırada yer alan Çin, küreselleşme sayesinde istihdamı artırdı, ülkede açlığı ortadan kaldırdı. 2000’li yıllardan itibaren dünyada sadece yatırım çeken ülke değil, yurtdışına yatırım yapan ülke konumuna da geldi. Birçok gelişmiş ülkede emlak satın aldığı gibi marka sanayi firmalarını da satın alarak küresel ölçekte dünyanın ikinci büyük ekonomisi olmayı başardı. Çin başlangıçta düşük ücretler sayesinde doğrudan yatırım çekerken daha sonra nitelikli işgücü sayesinde yatırım çekti. İnovasyon ve teknoloji yatırımları sayesinde birçok alanda lider ülke konumuna geldi. Çin’in bu güce kavuşmasında gelişmiş ülkeler de katkı verdi. En önemli katkıyı da 2005 yılında Çin’i Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) üye alarak yaptılar. Çin bu sayede çok yüksek büyüme oranlarını (çoğu zaman yüzde 10’un üzerinde) yakaladı. Bu durum 2010 yılına kadar sürdü. Bu yıldan itibaren Batı Yakasının (ABD, AB ve Japonya, Avusturalya, Kanada) ülkeleri Çin’i kendilerini kullanarak dış ticaret fazlası vermekle suçlamaya başladılar. Çin’i rekabetçi olduğunu ileri sürse de uyguladığı zayıf Renbinmi’ye dayalı para politikası nedeni ile inandırıcı olmadı.

Çin karşısındaki ülkeler karşı üstünlük kurmak ve istihdam yaratmak amacıyla hep üretimini artırmak istedi. Bunda da başarılı oldu. Bunu yaparken yerel yönetimleri de kullandı. Onların politikalarına finansal kolaylıklar sağlayarak destek verdi. Ülkede sanayi üretimi artarken konut yatırımlarına da hız verdi. Yerel yönetimler daha........

© Ekonomim


Get it on Google Play