Yer altı havayolları
Distopyalar da tıpkı ütopyalar gibi bir toplumun tarihinden asla kopamaz. En kötü tarihsel deneyimlerimiz, kaçınılmaz olarak geleceğe dair kâbuslarımızın kaynağı haline geliyor.
Geçmişin gerçekleri, bu kadar kolay erişilebilir olduğundan, tarihin seçtiğimiz herhangi bir dönemine yakından bakabiliriz. Ayrıca tarihi tamamen görmezden gelmeyi ve ona ayırmış olabileceğimiz dikkati başka gerçekliklere, hatta tamamen kurgusal olanlara yönelik bir tutkuyla kullanmayı da seçebiliriz.
Gerçekte, kişinin tüm zamanını geçmişteki yaşamı yeniden yakalamaya adaması ya da geçmişi tamamen görmezden gelip dikkatini bir ya da daha fazla kurgusal dünyaya adaması bir ve aynı olma eğilimindedir. Şimdi olarak yaşanan bir geçmiş, tamamen kurgulanmış bir dünyadan biraz daha gerçektir. Tarihi yeniden canlandıranlar, özgünlüğü hedefleyebilir ancak Star Trek hayranları da aynısını yapabilir. Gerçek şu ki, hem 24. yüzyılda yaşamak isteyenler hem de 19. yüzyıl veya 1950'lerde yaşamayı tercih edenler, bu arzuları ve bunları nasıl gerçekleştirdikleri gerçeğini ortaya koyuyor ama ne yazık ki 21. yüzyılın başına sıkışıp kaldılar.
Geçmişi asla görmezden gelemeyiz ya da ona geri dönemeyiz çünkü o geçmiş, şimdiki zamanımızın her anına derinlemesine gömülüdür ve aynı zamanda kendi zamanımızla tarihin içinde yaşamak istediğimiz hangi dönemi arasında olup biten her şeyle geri dönülemez biçimde karışmıştır.
Ben Winters'ın romanı “Underground Airlines” ABD’de iç savaşın hiç yaşanmadığı ve köleliğin hala var olduğu günümüz Amerika'sını hayal ederek, bize yalnızca köleliğin mirasının hâlâ bizimle birlikte olduğu gerçeğini duygusal bir şekilde göstermekle kalmıyor, aynı zamanda bizi bunun nasıl olacağı konusunda uyarmayı da başarıyor.
Romandaki kurgu insan emeğinin en azından geçici olarak, robotlar tarafından yeri doldurulamaz olduğunu kanıtlarsa ve aynı zamanda ırksallaştırılmış siyaset yolunda ilerlemeye devam edilirse gerçekleşebilir. Bu koşullar altında göçmenlere de benzer şekilde davranılabilir. Sürekli izlenebilmeleri, Uber gibi satılmaları ve istendiğinde sınır dışı edilmeleri koşuluyla kıtlıkları karşılamak için kullanılan gezici bir iş gücü. Avrupa, Kuzey Amerika ve Doğu Asya toplumlarına yönelik böyle bir "çözüm", ırksallaştırılmış, demografik açıdan gerileyen toplumların, kendi yaşam standartlarına bağlı kalarak çok kültürlü değişimden kaçınmalarının bir yolu olacaktır.
Geçen yazımızda S&P500’de yeni zirveler görebileceğimizi yazmıştık ve gerçekten de endeks yeni zirve gördü. FED'in faiz indirim döngüsüne başlaması, gelişmekte olan ülkeler dahil riskli varlıkları destekleyecektir. Favori varlığımız altın da tarihi zirvesini gördü ve yılbaşından bu yana artışı yüzde 25 oldu. Risk iştahının açık kalması için ABD’de resesyon kaygısı uyandırmayacak verilerin gelmeye devam etmesi gerekiyor. Bu, ABD'de yumuşak iniş........
© Ekonomim
visit website