menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Güneş gözlükleri

12 0
20.06.2025

"Bütün kaosun içinde bir kozmos, bütün düzensizliğin içinde gizli bir düzen vardır."

― Carl Jung

Yönetmen John Carpenter‘ın önemli filmlerden biri “They Live” 1988’de çekildi. Özellikle teknoloji kullanımı o zaman için çok ileri düzeyde olmasına rağmen, son kuşak bilim kurgu filmlerine nazaran çok geride kalıyor. Film, Ray Nelson’ın 1963 yılında yazdığı “Eight O’clock In The Morning” isimli eserinden uyarlanmış. Ayrıca film korku ve bilim kurgu olarak sınıflandırılsa da Zizek’in de ifade ettiği, sistem eleştirisini de içeriyor fakat benim asıl ilgimi çeken, ekonomi ve finansal piyasalar anlamında filmi değerli yapan içerdiği metaforlar, farklı ve ilginç bakış açıları oldu. Hatta Matrix yapımcılarının da bu filmden esinlendiklerini düşünüyorum.

Hikâyeyi özetleyecek olursak filmin ana kahramanı George Nada, geçici işlerde çalışan kendi halinde bir hayat yaşayan biri. George para kazanmak amacı ile inşaat işçisi olarak da çalışıyor. Burada tanıştığı ve ona arkadaşlık eden Frank ise George’a kalması için ona bir yer gösterir. George bir gün gizli dolaptaki kutulardan birini açar. İçinde güneş gözlüğü bulur, takar ve işte aslında her şey bu andan sonra başlar.

George gözlüğü taktıktan sonra bazı şeyleri farklı görmeye başlar. Bazı insanların yüzü yaratıkmış gibi gözükür. George önce bu olanları anlayamaz ama sonradan aslında gerçekleri, oldukları gibi gördüğünü fark eder. Bu yaratıklar bütün insanları dolaylı olarak yönetir.r.. Bunu da medyayı kullanarak insanların bilinç altına bazı mesajlar sokarak yaparlar.

Filmde birçok etkili sahne olsa da en akılda kalıcı olanlardan bir tanesi de ana karakterin güneş gözlüğünü takmadan önce caddelerde gördüğümüz reklam panolarının üzerindeki “itaat et”, “televizyon izle ve uyu” gibi subliminal mesajlar olarak karşımıza çıkıyor.

George bir gün arkadaşı Frank ile görüşür, ona bu gözlükleri taktırmak ister ama Frank ısrarla takmak istemez. Burada filmin yine en etkili sahnelerinden birinin de Frank’ın benim çocuklarım var dediği kısım olarak görülür. Öyle ki Frank, bir şeylerin ters olduğunun farkındadır ama ailesini korumak için gerçekleri görmeye niyeti yoktur.

Elbette gerçek yaşadığımız dünya yaratıklar tarafından yönetilmiyor ve tüm gerçekleri görmeyi sağlayan bir aygıt icat edilmedi. Bilim kurgu nedeniyle filmin ana konusu bu gibi gözükse de anlatılmak istenen başka bir şey var, o da gerçekleri görüp görmemenin de bir tercih olduğu.

Film örneğinin ekonomiler ve finansal piyasalar için değerli olduğunu düşünmemizin ana sebebi, bize farklı bakış açıları var olsa bile bunun da bir tercih olduğu mesajını vermesi.

Piyasaların geçen haftadan bu yana en önemli konusu, İsrail-İran arasındaki savaş ve ABD’nin de bu gerilime katılıp katılmayacağı durumuydu. Aslında sene başından bu yana en önemli piyasa hareketlerinin jeopolitik olaylar ile geliştiğini söyleyebiliriz. Jeopolitik riskleri görmek çok zor değil ama bunların ne zaman ne şekilde gerçekleşeceğini ve piyasaları ne kadar etkileyeceğini tahmin etmek adeta imkânsız görünüyor. Öyle ki, güneş gözlüğü takıyor olsanız da........

© Ekonomim