ABD gezisi CHP’deki tabloyu netleştirdi
Herkes İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki davanın sonuçlarına odaklanmışken parti içindeki tablo bir ABD gezisiyle netleşiverdi.
Sosyalist Enternasyonal toplantısına gitmişken çeşitli dedikodu, iddia ve suçlamanın odağındaki Türk Evi’ne de uğrayıveren Özgür Özel, burada New York’taki rüşvet iddialarını değerlendirdi:
“Türkiye rüşvet vermeye ihtiyaç duyacak bir ülke değil. Binanın kazandırılması sürecinde jest gördüysek fazlasını ABD'nin Büyükelçiliği'ne tahsis edilen o muhteşem alan için yapmışızdır.”
(Bu arada küçük bir not:
Ankara’daki o arsa ABD elçiliğine tahsis edilmedi, TOKİ üzerine geçirdiği Atatürk Orman Çiftliği arazisini -Yani Atatürk’ün mirasını- 88 milyon dolara ABD’lilere sattı…)
Bu açıklama Özel’in yumuşama/normalleşme diye tanımladığı Külliye ilişkilerinden zaten hazzetmeyen muhalif çevrelerde kıyasıya eleştirilirken deyim yerindeyse topa Kemal Kılıçdaroğlu da girdi. Özel'in açıklamalarının ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu, “Erdoğan Hükümeti ve kurduğu Saray düzeninin adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti değildir! Cumhuriyet Halk Partisi; rüşveti aklayacak, rüşvet verenleri devlet olarak isimlendirecek ve bu çarka payanda olacak bir parti asla değildir. Halkın büyük umutlarla sıkı sıkıya bağlandığı CHP’nin kurumsal sorumluluğu, iktidarla normalleşme adı altında yapılan yanlışlıklara göz yummak, işlediği suçlara ortak olmak değildir" dedi.
Yani…
Kestirmeden söylersek, kurultay sürecinde oluşan Özel-İmamoğlu ittifakı ortadan kalkmış durumda.
Bunun yerine artık Kılıçdaroğlu-İmamoğlu ittifakından bahsetmek mümkün.
Biraz açalım…
İmamoğlu’nun parti içindeki yükselişi ve popülaritesi, Özgür Özel'in genel başkanlık yarışındaki konumunu zayıflatıyor. Buna Özel’in parti tabanında kabul görmeyen açıklamaları, politikaları ve tutumları da eklenince ortaya........
© Ekonomim
visit website