İş Bankası, 3 boyutlu modelle 'hız' kazandı
Türkiye İş Bankası, bankacılığın geleceğini insan emeğini teknolojiyle buluşturan yeni bir modelle yeniden tanımlıyor. Genel Müdür Yardımcısı Burak Seyrek, 2019’da temelleri atılan ve 2024 itibarıyla “Operasyonel Verimlilik 4.0” programına dönüşen süreci anlatırken, dönüşümün sadece dijital değil, aynı zamanda insani bir yolculuk olduğuna dikkat çekiyor. “Amacımız operasyonları insansızlaştırmak değil, insanı operatif süreçlerden özgürleştirip onun yaratıcılığını, bilgisini, zekasını devreye sokmak” diyor Seyrek. Bankanın Tuzla ve Ankara’daki operasyon merkezlerinden Anadolu’nun 28 noktasına yayılan dönüşüm programı, bugün 2 bin kişilik operasyon ekibini 700 kişilik nitelikli bir yapıya dönüştürmüş durumda.
İş Bankası’nın dönüşüm yolculuğunun üç sac ayağı var: insan, teknoloji ve metodoloji. Seyrek bu yapıyı şöyle anlatıyor: “İnsani boyutta, arkadaşlarımızı klasik bankacılığın rutinlerinden arındırarak yeni yetkinliklerle donattık. Operasyon süreçlerini yürüten ekipler artık sadece işlem yapan değil, süreci tasarlayan, veriyi okuyan, teknolojiyi kullanan profesyoneller.”
Banka, 2019’da başlattığı “Çevik Otomasyon” projesini 2024 itibarıyla yapay zeka, RPA (robotik süreç otomasyonu) ve çevik metodolojileri içeren kapsamlı bir “Hiper Otomasyon Programı” haline getirdi. Bu süreçte yüzlerce çalışanımıza kendi işlerini dönüştürebilmeleri amacıyla RPA eğitimleri verildi, 1.500’ün üzerinde çalışanla yürütülen işler teknoloji ile buluştu, 150 robot 500’ün üzerinde süreci yürütür hale geldi.
Seyrek’in ifadesiyle bu yaklaşımın felsefesi “insansız operasyon değil, operasyonsuz insan.”
Seyrek, “Teknolojiye insanın rakibi olarak değil, yardımcısı olarak bakıyoruz. İş gücü kazanımı elbette önemli ama asıl kazanç, insanın değerini daha görünür kılmak. O yüzden arkadaşlarımızın yetkinliklerini bankacılığın yanında teknolojiyle güçlendirdik. Bugün SQL sorgusu yazabilen, RPA süreçlerini kurgulayabilen, yapay zeka testlerinde aktif rol alan operasyon uzmanlarımız var” açıklamalarını yapıyor.
Seyrek, “İş Bankası, yapay zekayı sadece destek aracı değil, doğrudan iş süreçlerine entegre edilen bir unsur olarak konumlandırıyor. 2014’ten beri yapay zeka teknolojilerini kullanıyoruz, son dönemde üretken yapay zekayı da sistemlerimize dahil ettik” şeklinde konuşuyor. Seyrek, “Bankacılık sektöründe yapay zekayı ilk defa sadece danışman olarak değil, fiilen işlem yapan, bilançoya ve insana dokunan bir aktör haline getirdik. Yapay zeka ve üretken yapay zekayı bugün geldiği aşamada tabiri caizse salt Sanat için Sanat modundan çıkarıp Halk İçin Toplum için Sanata evriltmek gerekir. Bunun için yapay zekadan yararlandığımız tüm alanlarda bir bankacı olarak hem doğrudan iş süreçlerimizde, hem de bilançomuzda sonuç yaratan, değer üreten ve her koşulla mutlaka insana dokunan bir felsefeyi esas aldık” diyor.
Örneğin, haciz ve mevduat araştırma süreçlerinde yapay zeka, gelen yazıları anlayıp ilgili hesaplara bloke koyuyor, yanıt mektuplarını hazırlayıp imzaya sunuyor. Tüm aşamalarda insan kontrolü ve denetimi sürüyor. Bir diğer yenilik, imza sirkülerinin yapay zeka ile doğrulanması. Sistem, belgeleri tarayıp imza yetkilerini otomatik analiz ediyor, talimatın geçerliliğini kontrol ediyor. Seyrek, “Bu uygulama sadece Türkiye’de değil, dünyada da sayılı örneklerden biri” diyor.
Yakında devreye girecek yeni uygulama ise hukuk süreçlerinde devrim niteliğinde. İş Bankası, şubelerden gelen teminat mektubu taleplerine dair hukuki mütalaaları yapay zekaya öğreterek, benzer içerikteki taleplerde otomatik öneriler üreten bir sistem kurdu. Seyrek, “Avukat arkadaşlarımızın her gün benzer metinleri tekrar tekrar incelemesi yerine, yapay zeka bu metinleri kıyaslıyor, gerekli düzeltmeleri yapıyor ve........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein