Çin depolarını boşaltırken
Zinhar bundan önce hep olanın bir kez daha aynı kolaylıkla tekrarlanabileceğini düşünmeyin. Bugüne kadar hep ne olurdu? Türk sanayisi içeride sıkışınca, büyük bir hızla dış pazarlara açılıverirdi. İç talepteki sıkıntı, dış taleple aşılırdı.
Eskiden alıştığı bir dış pazarda tıkanıklık mı var? Yeni bir dış pazara yönelinirdi süratle. Mesela Irak’a giriş mi zorlaşmış? Merkezi hükümet ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasındaki problem çifte vergilendirmeye mi yol açıyor? Hemen Etiyopya ve Cibuti’yi keşfe çıkardı Gaziantepli sanayiciler. Ben hep böyle öğrenmiştim. Gelir anlatırlardı.
Zaten o dinamizm sayesinde Türkiye bugün önemli bir sanayi ülkesi haline geldi. Hem ürün hem de pazar çeşitliliği açısından Türkiye’yi Çin ve Hindistan ile kıyaslayabilmek mümkün imalat sanayii ihracatı açısından.
Nasıl oldu? Bir yerde sıkışınca bir başka yere atlayabilme becerisi sayesinde. Ama bakın bu kez vaziyet farklı. Sistemin her yeri aynı anda oynuyor Çin sayesinde. Bu kez eskiden yaptığımızı yaparak, iç pazardaki daralmayı dış pazarlara açılarak atlatabilmek artık eskisi kadar kolay olmayabilir. Neden? Gelin bir aklımdakini anlatayım.
Doğrusu ben bu tarife savaşları konusunu yöneticilerimizin fazla hafife aldığını düşünme eğilimindeyim. Hadise, doğrudan, Trump’ın Türk ihraç ürünlerine hangi gümrük tarifesini uygun gördüğü ile alakalı değil. “Yüzde 10 bizim için çok engel çıkartmaz” deyip yan gelip yatmamak lazım.
Amerikan piyasasına girecek Çin mallarına yüksek gümrük tarifesi uygulanacak olması da, Türkiye gibi ülkeler için özellikle bu dönemde son derece rahatsız edici doğrusu. Şöyle bir düşünün: “Çin, Amerika’ya satamadığı için depoda kalan malları başka pazarlara boşaltmaya başlarsa, ne olur?” Amerika dışı pazarlarda, Çin rekabeti eskisinden daha da şiddetli hale gelir.
Doğrusu ya, ben tam da bu dönemde, şirketlerimiz iç pazarda zorlanırken, tarife savaşının şirketler kesimi açısından intibakı zorlaştıran olumsuz etkisinin dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum.
Bu etkiyi aslında geçtiğimiz dönemde de gördük. 2020 yılında Çin’de emlak balonu patladı. Çin’deki inşaat furyası birden bitince ne oldu? Çin elindeki inşaat makinelerini başka ülkelere satmaya başladı. Ne oldu? Çin’in küresel inşaat ve maden makineleri ihracatından aldığı pay 2019’daki yüzde 15’ten, 2023’te yüzde 21’e yükseldi. Bu payın 2005’te yüzde 3’lerde olduğunu düşünürseniz, önemli.
Evet, aynı dönemde, Türkiye küresel inşaat maden makineleri pazarından aldığı payı az da olsa artırdı, en azından durumunu korudu. Ama rekabet şartlarının daha da yoğunlaştığı ortada........
© Ekonomim
