Risk ve risk algısı
En basit model çerçevesinde temsil edilen aşağıdaki fonksiyonel biçim herhangi bir ‘küçük açık ekonomiye’ (teknik terimdir; small open economy), burada örnek olarak Türkiye’ye, sermaye akışlarını gösterir. Elbette uluslararası yatırımcının risk sever türden olmadığını varsayıyoruz. CF = C [(e*/e) (1-p) (1 rABD) – (e*/e) (1 rT) – DTp]. İlk iki terim Türkiye’nin ihraç ettiği dolar cinsi bonoları ve ikincisi de Amerikan Hazine tahvillerini gösteriyor; son terimse Türkiye’nin dolar cinsi bonoları üzerindeki risk düzeltme faktörü oluyor. DT yabancı yatırımcıların riskten kaçınma faktörü ve p getirilerin oynaklığı yerine geçiyor. Nominal döviz kuru e ile gösterilirken e* ise bir dönem sonraki beklenen kurdur. Demek ki, Türkiye’nin –iç piyasada veya dışarda- ihraç ettiği dolar cinsi bonoların beklenen reel getirisi ne kadar yüksekse veya ABD Hazine tahvillerinin beklenen reel getirisi ne kadar düşükse veya dolar cinsi Türkiye kağıtlarının riski ne kadar düşükse, Türkiye’ye giren sermaye miktarı (menkul kıymetlere portföy girişleri, doğrudan yabancı sermaye yatırımları değil) o kadar fazla olur. Elbette kurun bir dönem sonra artacağı beklentisi girişleri azaltır. Bu iddia, tam olarak, pek çok analistin gündelik dilde söylediklerinin bir tekrarı oluyor. Arbitraj denklemini kullanarak sermaye akışı denklemi şu........
© Ekonomim
