János Kornai
1990-91: SSCB dağılırken Kornai’nin dersleri dolup taşıyordu. Pek çok şeyin yanı sıra yerel parti yöneticilerinin ve SSCB’deki sosyalist cumhuriyetlerin merkezkaç kuvvetler olduğunu, merkezin her zaman her şeyi kontrol edemediğini bir tür merkez-çevre modeli çerçevesinde anlatıyordu. ‘Sovyetler sizce bir tür feodalite olarak karakterize edilebilir mi?” sorusunu sormuştum. ‘Karakterize etmek’ kuvvetli bir ifadedir. Kornai ‘hayır karakterize etmem ama benziyor’ cevabını verdi. Aradan otuz beş yıla yakın zaman geçti: artık kapitalizm için de neo-feodalizm, tekno-feodalizm gibi terimler kullanıldığına göre zamanında bu sorunun çok da yersiz olduğunu düşünmüyorum. Dönüp dolaşıp feodal terimin etrafında açıklamalar arıyorsak bu durum siyasi kertenin doğrudan belirleyici olduğu ekonomik sistemlerle yaşamış ve yaşamakta olduğumuz anlamına gelebilir. ‘Liberal bir dünya yoktur’ da diyebiliriz.
Neo-liberal ideolojinin liberalizme tamamen ters bir kapitalizme açıldığını gördük. Ancak 1991 itibariyle dünyada mevcut solun değişeniyle değişmeyeniyle hiçbir türü güçlenemedi veya bunca yılda yeni bir sol tanımı yapılamadı. Aklı başında solcu akademisyenlerin yazdıklarının ilgi çekici olanları neredeyse tamamen kapitalizmin nereye evrildiğiyle ilgili: Alternatif yok. Kornai de benzer bir sonuca ulaşmıştı; ancak içeriden yaşayarak ulaştığı için yazdıkları hala önemlidir.
Nasıl? Kornai çeşitli reform denemelerinde şu veya bu şekilde yer aldıktan sonra 1980 civarı reel sosyalizmin reform kabul etmediğine ikna olmuştu. Reform yapılamıyorsa da olacak tek şey çözülmesi olacaktı çünkü bir ekonomik sistem olarak etkin olmadığı gibi sürdürülebilir de değildi. Martin Weitzman da 1991’de benzer bir tezi savunmuştu: SSCB........
© Ekonomim
visit website