İran, Çin ve büyük Orta Doğu
Dünya 1917’ye savaşta idi. Tıpkı II. Dünya Savaşına kazanma olasılığı sıfıra yakın halde giren Nazi Almanya’sı gibi, I. Dünya Savaşı başlarken de ne olacağı aşağı yukarı belliydi. 1918 yılının ekiminde Alman Genelkurmayı önünde duran ve sanayinin savaşı sürdüremeyeceğini açıklayan rapora bakıyordu. Almanya 1918’de askeri açıdan yenilmemişti ancak sadece sivil halkı aç bırakarak savaşı birkaç ay daha uzatabilecek noktaya gelmiş, ekonomisi çökmüştü. Aynı şekilde Nazi Almanya’sı da tek başına savaşı uzun süre sürdüremezdi. Hele hele Sovyetler Birliği ile karşı karşıya gelmesi düşünülemezdi bile. Bu nedenle Polonya’dan başladı –ki daha önce Avusturya ve Çekoslovakya’yı ele geçirmişti- Batı Avrupa’yı işgal etti, Doğu Avrupa’yı adeta köleleştirdi ve aslında tam bir kıta gücü olarak Sovyetlere saldırdı. Ancak o da yetmedi. 1944’de Alman ekonomisi bitmişti. Bugün biliyoruz ki her iki dünya savaşı da daha ilk günden kaynaklar, ordularını sürekli besleyecek sermaye, teknoloji, iş gücü, ham madde açılarından aralarında çok fark olan iki cephe arasında yapıldı. Savaş uzamaya başladığında hangi tarafın kazanacağının baştan belli olduğu savaşlardı bunlar.
Yani karadan istila söz konusu olamaz. İsrail’in İran’la sınırı bile yok ve hava savunması yavaş yavaş etkinliğini kaybetmeye başlamış, Netanyahu’nun sonraki aşamada başta kalıp kalmayacağı belli olmayan İran’ın 1/10’u kadar bir ülkenin ne bunu yapabilmesi ne de rejim değiştirmesi mümkündür. ABD de bunu yapamaz. Irak bile yıllar........
© Ekonomim
