menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bana dokunan eserleri alıyorum

12 0
03.08.2024

Eserleri depoda değil, bizzat sanat eseri olan B3 evinde ve ofisinde… Koleksiyona adını veren B3 evinde mekâna özgü 76 sanat eseriyle yaşıyor; sanatçılar bizzat evine gelip eserlerini yerleştiriyor… Aynı zamanda SAHA Derneği’nin kurucusu olan başarılı iş insanı Selman Bilal, koleksiyonunda yer alan tüm sanatçılarla tanışıyor, arkadaşlık kuruyor.

Çorum’da 1947 yılında temelleri atılmış olan tekstil sektörünün önce isimlerinden Bilsar’ın Yönetim Kurulu Başkanı ve Bil’s markasının kurucusu Selman Bilal ile Şişhane’deki ofisinde buluştuk.

Selman Bilal’in sıkı bir iş birliği içerisinde olduğu mimar Han Tümertekin tarafından yenilenen Art Nouveau tarzı iki kapılı binanın bir tarafı Bilsart Sanat Galerisini ve sanat etkinliklerini ağırlayan mekânı, ikinci tarafı ise Bilsar Tekstil’in ofislerini barındırıyor.

Yıllar önce Hattuşaş Antik Kenti’ni ziyaret vesilesiyle birlikte Çorum’daki tekstil fabrikasını gezdiğimiz Selman Bilal’in sanata ilgisi nasıl başladı? Kendisinden dinledik…

Sanata ve koleksiyonerliğe yolculuğunuz nasıl başladı?

Çorum’da çocukluğum şirketimizin kurucusu, çok ince bir zevki olan, kitaplara ve felsefeye düşkün gerçek bir entelektüel büyükbabam ile geçti. Evin üst katında dev kütüphanesi vardı. İnanılmaz ileri görüşlüydü. Ne yazık ki birlikte oturduğumuz konağı koruyamadık. Büyükbabamın güzel şeylere düşkünlüğüyle geçen çocukluğumdan sonra ikinci şansım lisedeki güzel sanatlar öğretmenim oldu. Gözümü açtı. Sanata, sanat tarihine ilgimin nedeni odur. Yürürken yere bakmayın, başınızı yukarı kaldırın binaları seyredin derdi. Mimarlığa ilgim de onun sayesinde başladı. Daha sonra yollarımız Han Tümertekin ile kesişti. Önce B1 binasını yaptık satın aldığım bir arazide. Ardından Assos’ta Ağa Han Mimarlık ödülünü kazanan B2 evini yaptık. B2 hem ödüllü, uluslararası mimarlık literatürüne girmiş bir bina. Dünyanın en önemli bin binası arasında sayılıyor. Sonra Arnavutköy’de şimdi içinde oturduğum ve sanat koleksiyonuna adını veren B3 binası yapıldı.

Han Tümertekin B3 binasını yaptığı arazide eski bir ev var mıydı?

Evet eski bir ev vardı. Ama binayı koruyarak yol aldık. Öyle binayı büy ütme filan olmadı sadece içini modernleştirdik. B3 evi yapılırken SAHA’yı kurmuştuk. Çağdaş sanatı yoğun takip ettiğim bir dönemdi.

Sizin koleksiyonerliğe başlamamanız bu döneme mi rastlıyor?

Doğru, o dönemde başlamıştım ama ufak ufak alıyorum. Yaklaşık 15 yıl önce gibi. Alıyorum ama içime sinmiyor. Çevreme bakıyorum. İnsanlar sürekli eser alıyorlar, depolar doluyor. Belki de deposunda ne olduğunu bile bilmiyor. Kendimi sorguluyorum: “Niye alıyorum? Ben sanatla para kazanmak istemiyorum. Çok iyi giden bir işim varken niye sanat toplayayım?” Toplayıcılığım gereksiz bir tüketim gibi geliyordu bana. “Koleksiyonerliği bir türlü oturtamıyorum, anlamsız geliyor” derken bir Venedik Bienali’nde yaptığım ev gezisi gözümü açtı.

Yani koleksiyonerliğinize ilham mı verdi?

Aynen öyle. Bienalde koleksiyonerler evlerini açar biliyorsunuz. İstanbul Bienali’nde yapıldığı gibi Venedik Bienali’nde de ev gezmeleri oluyor. Venedik’te ilk gittiğimiz ev Büyük Kanal üzerindeydi. O dönemde hangi sanatçı ünlü ise onun eserlerini tıka basa doldurmuşlar eve. Aynen bir müze gibi........

© Ekonomim


Get it on Google Play