Gastronomi sektöründe yalnızca büyüme değil derinleşen bir iyileşme ve dönüşüm çabası var
Ülkemizde gastronomiye olan ilgi her yıl giderek daha da artıyor. Yeni girişimcilerin, ödüllü şeflerin, marka restoranların sayısı artıyor. Michelin, Gaullt Millau, İncili Rehber gibi platformlar sayesinde Türkiye’deki başarı öyküleri ödüllendiriliyor. Gastrronomi sektörünün istihdamda ve turizme katkıdaki rolü büyüyor.
Son rakamlara göre Türkiye’de yiyecek içecek alanına yatırım yapan 100 bini aşkın işletme var. Bunların 20 bini ise İstanbul Ticaret Odası’na kayıtlı. Dünyanın en büyük ikinci ticaret odası konumunda olan İstanbul Ticaret Odası’nın bünyesinde yer alan 17.Restoranlar, yiyecek ve içecek komitesi çok önemli projeler gerçekleştiriyor.
Sektörün daha sağlıklı çalışması ve katma değerinin artması için çalışan komite, çalıştaylar, eğitimler ve işbirlikleriyle fark yaratan adımlar atıyor. Üniversitelerle iş birlikleri yapıyor. Gastronominin değer zincirinde yer alan üretici, tedarikçi, işletmeci, akademi ve kamu dahil olmak üzere tüm halkaları ortak bir vizyon çerçevesinde bir araya getirmek için çalışıyor.
Geçtiğimiz günlerde görüştüğümüz İstanbul Ticaret Odası 17. Restoranlar, Yiyecek ve İçecek Komitesi Başkanı Ebru Koral ve Meclis Üyesi Yücel Özalp yaptıkları çalışmalar, sektördeki gelişmeler ve sorunlar hakkındaki sorularımızı yanıtladılar. Gastronomi sektöründeki zorluklar ve fırsatlar hakkında bilgi paylaştılar.
1- İTO Restoran, Yiyecek ve İçecek Hizmetleri Komitesi'nin bugüne kadar sektörünüze sağladığı en faydalı hizmet ya da destek sizce ne oldu?
İnsan kaynağımızı güçlendirmek için yaptığımız çalışmalar diyebiliriz. İstanbul Ticaret Odası 17. Restoranlar, Yiyecek ve İçecek Komitesi olarak, olarak, üyelerimizin ve sektörlerimizin sürdürülebilir büyümesine katkı sunmak amacıyla nitelikli insan kaynağını güçlendirmeye yönelik eğitimler düzenliyoruz.
Bu vizyon doğrultusunda, İstanbul Ticaret Üniversitesi iş birliğiyle olarak tasarlanmış servis personeli yetiştirmeye yönelik, farklı modüllerden oluşan eğitim programlarımız var. Sektörümüzün ihtiyaçlarına uyum sağlayan bu eğitimler, sektörlerin rekabet gücünü artırırken, çalışanların yetkinliklerini geliştirmeyi ve geleceğe daha donanımlı bir şekilde hazırlanmalarını hedefliyor ve eğitimler işletmelerimizde devam ediyor. İş garantisi veriyoruz, bu da çok kıymetli.
2- 17. Komite olarak son 3 yılda yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Komite olarak gastronomiyi; kültürel miras, turizm, istihdam ve ihracat potansiyeli taşıyan çok boyutlu bir kalkınma alanı olarak değerlendiriyoruz. Bu perspektifle, Gastronomi Turizmi başta olmak üzere sektörü doğrudan etkileyen tüm yapısal alanlarda farkındalık yarattık ve çözüm odaklı çalışmaları hayata geçirdik.
Öne Çıkan Çalışmalarımız:
Gastronominin değer zincirinde yer alan tüm aktörlerle bağlantı kurduk: üretici, tedarikçi, işletmeci, akademi ve kamu dahil olmak üzere tüm halkaları ortak bir vizyon çerçevesinde bir araya getirdik.
Diğer meslek komiteleriyle iş birliği içinde gastronomi sektörünün yatay ilişkili olduğu alanlarda (turizm, gıda, perakende, lojistik vb.) çok paydaşlı gelişimi destekledik.
Bahşiş sisteminin dijitalleşerek kayıtlı ekonomiye dahil edilmesi yönünde kamu otoriteleriyle görüşmeler gerçekleştirdik. Hem çalışan haklarını hem de işletme şeffaflığını gözeten bir öneri modeli sunduk.
İstanbul Ticaret Üniversitesi ile iş birliği yaparak, restoran sektörünün sürdürülebilirlik potansiyelini inceleyen bilimsel bir araştırma yürüttük. Bu çalışma, sektörün karbon ayak izi, tedarik zinciri sürdürülebilirliği, israf yönetimi ve çevresel etkileri konusunda kapsamlı bir veri zemini sağladı.
3- Komitenin sektör temsilcileriyle iletişimini ve sorun çözme hızını yeterli buluyor musunuz? Bu konuda destek/engel vs. varsa belirtebilir misiniz? Daha etkin bir iletişim için ne yapılabilir?
Komitemizin sektör temsilcileriyle iletişiminde önemli bir mesafe kat ettiğini söyleyebilirim. Özellikle son dönemde kurulan yapıcı ve açık iletişim zemini, karşılıklı anlayışı ve güveni güçlendirdi. Bununla birlikte, bizim sektörümüzün dinamik doğası ve çok katmanlı yapısı göz önüne alındığında, bazı konuların çözüm sürecinde zaman zaman gecikmeler yaşandığı da bir gerçek. Ancak bu durum, iletişim niyetinin ya da çabasının eksikliğinden değil, sistemsel süreçlerden kaynaklanmaktadır. Yapısal sorunların çözümünde süreçlerin yavaş ilerlediği gözlemleniyor. Bu durum, genellikle çok paydaşlı yapıların ve mevcut bürokratik işleyişin getirdiği doğal bir........
© Ekonomim
