Edebiyatçılarımızda annelerinin izleri
Edebiyatçılarımızın eserlerinde de yaşattıkları eşsiz kadınları, annelerini anarak onların sessiz cümlelerine kulak verelim istedim. Tüm okurlarımızın anneler gününü içtenlikle kutluyorum.
Bir annenin gözleri, kelimelerin anlatamayacağı kadar derin hikâyeler taşır. Sessiz fedakârlıkların, sonsuz sevginin, kimi zaman da buruk bir özlemin izleri, bu gözlerde saklıdır. Türk edebiyatı, annelerin ruhunu kalemle resmeden yazarlarla doludur; onların satırlarında, sadece bireysel portreler değil, bir ulusun tarihine, kültürüne ve duygularına dokunan evrensel hikâyeler can bulur. Anneler Günü’nde, edebiyatımızın sayfalarında yaşayan bu eşsiz kadınları anarak annelerimizin gözlerindeki sessiz cümlelere kulak verelim.
Selim İleri’nin Annem İçin (Everest Yayınları) kitabı, annesi Süheyla İleri’nin hayatına adanmış bir sevgi mektubu gibidir. Annesi Alzheimer hastalığına yakalandığında, Selim İleri 25'indedir. Bir güz dönümü gecesinde yatağından kalkan Süheyla Hanım, bir daha kendi yatağını, yattığı odayı bulamaz. Hafıza kaybı başlamıştır. Kitap, sadece bir evladın annesine duyduğu özlemi değil, bir dönemin naif ama mücadeleci kadınlarını da yansıtır. Süheyla Hanım, evinde gramofonda Münir Nurettin Selçuk’un gazellerini dinleyen, Halide Edib’in romanlarına hayran, ince zevkleriyle çevresini büyüleyen bir kadındır. İleri, annesinin müziğe ve edebiyata olan tutkusunu, ekonomik zorluklara rağmen çocuklarına sunduğu sevgiyle birleştirir. Onun gözlerindeki hüzün, belki de İstanbul’un kaybolan eski günlerine duyulan bir özlemdir: “Kızmamıştım; kalbim sonsuz bir üzüntüyle........
© Ekonomim
