Trump 2.0 ve küresel ekonomi
Trump’ın ikinci dönemi başladı. Bilinen, korumacı politikalar uygulayacağı yönündeydi. Korumacılığın hangi boyutta olacağı ise bilinmiyordu. Görevi aldıktan sonra yaptığı ilk açıklamalardan ilk etapta NAFTA bölgesinde, Kanada ve Meksika’ya % oranında gümrük vergileri ile korumacılığın başlatılacağını anlıyoruz. Çin ve Avrupa Birliği (AB) konusunda ise henüz net bir resim olmadığını, biraz sürece bırakıldığını görüyoruz. Muhtemelen NAFTA bölgesinden daha yüksek oranlar Çin’e, duruma bağlı olarak da NAFTA’ya göre daha düşük oranda bir koruma, AB’ye gelecek diye tahmin edebiliriz.
İlk etapta bu adımların korkulduğu kadar korumacı bir döneme girmeyeceğimize dair bir sinyal verdiği düşünülebilir. Bununla birlikte, yorum yapmak için henüz çok erken olduğunu da vurgulamak gerekiyor. Trump’ın başkanlık görevini devraldıktan sonra onlarca kararname ile Biden yönetiminin birçok kararını geriye döndürdüğünü ve çarpıcı yeni kararlarla geldiğini görüyoruz. Kararnameler ekonomik kararlardan ziyade ekonomi dışı unsurları daha fazla içeriyor. ABD ekonomisi zaten iyi gidiyor. Ekonomiye ilişkin hızla atılacak adımlardan ziyade çarpıcı olması açısından ABD hegemonyasını güçlendirmeye yönelik adımların daha fazla ön plana alındığını görüyoruz. Panama kanalı, Grönland, Meksika körfezi konuları, Paris iklim antlaşmasından çıkılması, çok sayıda bölgesel ajansın ki bunlar ağırlıklı sürdürülebilirlik ve yeni yeşil enerji üzerine çalışıyor, kısıtlama altına alınması gibi kararlar bir yandan ABD hegemonyasını güçlendirmeye çalışırken, bir taraftan da iklim krizi ile mücadeleyi ciddi biçimde sekteye uğratacak unsurları içeriyor. Fosil yakıtların daha fazla devreye alınma çabası dünyanın geleceği açısından hiç de iyi olmayan sonuçları getirmeye aday görünüyor. Önümüzdeki günlerde atılacak adımların ekonomik etkilerini........
© Ekonomim
visit website