menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yeni bir toplum sözleşmesi için son şans

9 0
06.02.2025

Jean-Jacques Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi Kitabında şöyle yazar: “Tarihte ilk kez bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip ‘Burası benimdir’ diyen ve buna inanacak kadar saf olan insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun ilk kurucusu oldu. O zaman biri çıkıp, çitleri söküp atacak ya da hendeği dolduracak, sonra da insanlara ‘Sakın dinlemeyin bu sahtekârı. Meyveler herkesindir. Toprak hiç kimsenin değildir. Ve bunu unutursanız mahvolursunuz’ diye haykırsaydı, işte o adam, insan türünü, nice suçlardan, nice savaşlardan, nice cinayetlerden kurtaracaktı.” O toprak parçasının etrafının sarılmasından çok zaman geçti ve bu durum insanlığın kabulleri arasına girdi. Kuşkusuz geçmişine hiç benzemeyen daha önce kimsenin bir deneyimi olmadığı çok başka çok yeni bir döneme giriyoruz ama büyük kırılma anları bazı benzerlikler gösteriyor. Tıpkı Rousseau’nun dediği gibi “eğer biri çıkıp haykırsaydı” diyeceğimiz yani tam da şu an birinin çıkıp bir şeyleri haykırması gereken bir dönemdeyiz. Bu sefer sebebi ise etrafı çitle çevrilen ve bu benimdir denen yapay zeka… Uzun süredir yeni bir ekonomi savunucuları için umut vadeden bir gelişme olarak sermaye ve kazanç tekellerin elinden bir nebze de olsun başka bir yöne akabiliyordu. Yaratıcılar ve daha “farklı” topluluklar için yeni bir parasal akışın ayak sesleri doğmaya başlamıştı. Ancak yapay zekanın yükselişi, tekno otokrasi ile birlikte bazı şeyler geri mi tepecek? Dürüst olmak gerekirse bu sorunun peşinden yapay zeka tartışmalarına bakıyorum ve geri döndürülmesi imkansız bir tekelleşme ile birlikte gelişen yapay zekanın ne kadar korkutucu........

© Ekonomim