Bir fuarın ardından: Fuarlar önemini yitiriyor mu?
Geçtiğimiz haftalarda Almanya’nın Frankfurt şehrinde düzenlenen Ambiente Fuarı’ndaydık. Bu fuara 17 senedir aralıksız katılırız. İstisnasız her sene fuarla ilgili duyduğum yorumlar da aynıdır: “Bu sene sanki geçen seneye göre daha az ziyaretçi vardı ama ziyaretçilerde kalite daha iyiydi.”
Bu söylem bana nedense, “Ah nerede o eski Ramazanlar ya da nerede o eski bayramlar’’ söylemini hatırlatır. Hep eskiye karşı bir özlem ya da bir yönüyle bir ezber.
Bana sorarsanız, fuar esnasında katılımcının hisleri tamamen psikolojik. Fuarın başarısını çoğunlukla standımıza gelen ziyaretçi sayısına endeksliyoruz ama katılım öncesinde çoğumuz belirgin bir hedef de koymuyoruz. Fuara katılırken amacımız ne? Satış yapmak mı? Yeni satış potansiyelleri oluşturmak mı? Yoksa sektördeki gelişmeleri ve rakipleri gözlemlemek mi? Burada hedeflerimizi doğru belirleyebilirsek fuar sonrasında yapacağımız değerlendirme de daha sağlıklı olacaktır. Aynı zamanda, hedeflerimiz bizim stant alanımızdan personelimize kadar tüm hazırlıklarımıza da yön verecektir.
Gelin bu konuya derinlemesine bir bakalım. Kendi hikâyemden örnek verecek olursam; 17 sene önce fuara 12 metrekare stantla katılır ve stantta görevli tek ben olurdum. Gün içinde bırakın yemek yemeyi oturamazdım bile. Sektördeki yenilikler ve rakiplerimizi incelemek için ise çok kısıtlı zamanım olurdu.
İhracata yeni başladığımız yıllar olduğundan standımıza gelen ziyaretçilerden büyük çoğunluğunu tanımazdık. Standımıza gelen herkes bizim için yeni bir kontaktı ve önemliydi. Çoğu müşteri ellerinde sipariş formlarıyla gelir fuarda sipariş verirdi. Bunun heyecanı bambaşkaydı.
Yıllar geçtikçe tecrübemiz arttı ve katıldığımız organizasyonlar çoğaldı. Artık biz müşterilerin çoğunu biliyor ya da tanıyorduk. Fuarlarda yeni yüzler görme olasılığı doğal olarak azaldı.
Standımız 12 metrekareden 150 metrekareye........
© Ekonomim
