Uyumlu mükellef indirimine yargı yaklaşımı
Geçen yazımda uyumlu mükelleflere tanınan vergi indiriminden yararlanma koşullarını aktarmış, idari anlayış ile yargı anlayışı arasında – bir doğal - yaklaşım farklılığı bulunduğunu, yargının doğası gereği hakkaniyet ve adaleti tesis amacıyla koşulların yaşama aktarılmasında daha hoşgörülü bir yaklaşım gösterdiğini yazmıştım.
Yargının yorumuna örnek olarak pek çok benzeri karar içerisinden seçtiğim bazı kararları aşağıda aktarıyorum.
"Yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinden, belirtilen şartları taşımaları durumunda, vergiye uyumlu oldukları kabul edilen mükelleflere, diğer mükelleflerden farklı olarak ek bir vergi indiriminden yararlanma imkanı tanındığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, pişmanlıkla verilen (2) no.lu katma değer vergisi beyannamesinin tevkifattan kaynaklandığı dikkate alındığında, kuralın ihlali sayılmayacağı, davacının tüm vergi beyannamelerini süresinde verdiği ve bu dönem dışında tüm vergilerini vadesinde ödediği, vergiye uyumlu mükellef indiriminden yararlanma koşullarını taşımadığı yönünde davalı idarece başkaca bir tespit de yapılmadığı dikkate alındığında, mükellefin vergiye uyumlu mükellef indiriminden yararlanması gerekmektedir." (Danıştay 3. Dairesi E.2022/1526, K.2024/5244 sayı ve 10.10.2024 tarihli Kararı)
“Kanuni süresinden sonra verilse dahi verilen beyannameden kaynaklı herhangi bir özel tüketim vergisinin doğmadığı, pişmanlıkla verilen beyannamelerin vergi indirimine ilişkin şartın ihlali sayılmayacağının da hükme bağlandığı, vergi aslının (vergi cezaları ile fer'i alacaklar dâhil) 1.000-TL ve altında vadesi geçmiş borcunun bulunmasının dahi vergi indirimine ilişkin şartların sağlanmadığı anlamına gelmeyeceğinin kurala bağlanması nedeniyle davacı şirketin geç........
© Ekonomim
