Reklam endüstrisinin iklim faturası!
İklim krizinin gerisinde, çoğu zaman göz ardı edilen ancak son derece kritik bir aktör daha var: Reklam endüstrisi.
Reklam endüstrisi, küresel emisyonlara yüzde 2-3 gibi şaşırtıcı bir oranda katkıda bulunuyor. Bu rakam, sivil havacılık endüstrisinin yarattığı emisyona eş değerde. Sadece tek bir büyük reklam kampanyasının, ortalama 7 insanın bir yılda yarattığı karbon salımına eşdeğer (yaklaşık 70 ton) emisyon ürettiği tahmin ediliyor.
Reklam üretiminden yayın aşamalarına uzanan her süreçte, bu dev sektör “görünmeyen el” olarak iklim krizine kayda değer bir etki yapıyor. Dijitalleşmenin hız kazanması, bu etkinin daha da artacağına işaret ediyor.
Günümüzde reklam pastasının en büyük dilimi dijital mecralara ait. Veri merkezleri, sunucular ve ağ trafiği reklam sektörünün karbon yükünü ciddi boyutlara taşıyor. Programatik reklamlar, her bir gösterim için sayısız sunucu çağrısı ve açık artırma işlemi gerektirdiğinden, emisyon artışında başı çekiyor. Sadece birkaç büyük pazarın verileri dahi görünmez ama devasa bir karbon yüküne işaret ediyor.
Geleneksel mecralar da hâlâ önemli bir emisyon kaynağı. Televizyon reklamlarının prodüksiyondan yayın altyapısına kadar farklı aşamalarda tükettiği enerji, göz ardı edilemeyecek bir karbon ayak izi yaratıyor.
Sektörün karbon ayak izini yönetmek için birçok girişim ve teknoloji hayata geçiriliyor. Örneğin, İngiltere merkezli AdGreen, reklam prodüksiyonlarında ölçüm ve rehberlik sunarak, kaynak tüketimini asgariye........
© Ekonomim
