Ya borçlanma stratejisi hatalı ya da enflasyonun düşeceğine inanılmıyor
Öncelikle bu yazıyı yazmama sosyal medyadaki paylaşımıyla esin kaynağı olan sevgili İris Cibre’ye teşekkür ediyorum. Finansal piyasaları en iyi izleyen ve gelişmeleri en iyi yorumlayan isimlerin başında gelen İris Cibre, geçtiğimiz günlerde Hazine’nin nisandan bu yana uzun vadeli ve yüksek faizle borçlanmasına dikkat çekti ve “Nedendir ki, Hazine, yüksek faizle yoğun olarak uzun vadeli borçlanıyor? Faizin de inmeye başlayacağı dönemde, kısa vadeli borçlanmak varken hem de” diye sordu.
İris Cibre’nin yazdıklarından yola çıkarak Hazine’nin bu yılki TL cinsi değişken faizli kuponlu ve TL cinsi sabit faizli kuponlu senet ihalelerine baktım.
İsterseniz gelin Hazine’yi şimdilik bir kenara bırakalım ve kendi kendimize şu soruyu soralım:
“İster aile bütçesinin eksiğini tamamlamak için, ister şirketinizin işlerini döndürmek için borçlanmak durumunda olun. Gelecekte faizlerin düşeceği söyleniyor, siz de buna inanıyorsunuz, genel beklenti de bu yönde. Böyle bir durumda uzun vadeli mi borçlanırsınız, olabildiğince kısa vadeli mi?”
Soru basit, yanıt konusunda da herhalde kimse tereddüt etmiyordur.
Faiz bugün (örneğin) yüzde 40 ise ve bir yıl sonra yüzde 20’ye ineceğini bekliyorsanız, şimdiden gidip yüzde 40 faizle iki yıl, üç yıl, beş yıl vadeli borç alır mısınız? Böyle yaparsanız ne aile bütçeniz kalır ne de şirketiniz; zaten çoktan iflas........
© Ekonomim
