Serkan Türk yazdı: Gömlek
Gömlek
“Biz sizin bize bakmadığınız biçimde birbirimize bakıyoruz.
Biz sizin birbirinize bakmadığınız biçimde size bakıyoruz.”
Salâh Birsel
Karşı apartmanın balkonunda iki yıldır bir gömlek asılıydı. Aylar geçiyor orada. Kar yağıyor, güneş çıkıyor, orada. İnsanlar gelip geçiyor sokaktan. O, orada. Kediler çöp karıştırıyor, o orada. Köpekler hırlıyor, o orada. Pencereden bakıyorum. Deniz masmavi, deniz kapkaranlık. O gömlek, bir gül gibi solgun ve orada.
İşten dönüyorum sabaha doğru. Rüzgârı sırtına geçirmiş kabarıyor. Yorduğum günün selamlayıcısı.
Grev oluyor. Grev yapıyoruz. Dikiliyoruz ayakta.
Hakkımızı isteriz. Söke söke alırız. Aldığımız üç kuruş ortada.
Yorulunca oturuyoruz kum zambaklarının arasında. Kum zambaklarının bittiği yer deniz. Dalgalar denizin tatlı öfkesi. Yatışıyoruz.
Gazeteciler gelip gidiyor. Flaşlar patlıyor. Demeçler veriliyor. Grev kırıcılar her yerde. Bültenler bizim fabrikadan bahsediyor. Üç işçi haksız yere…
Şimdi geri kalan işçiler makinelerin başına. Tıkır tıkır işlesinmiş fabrika. Tıkır tıkır aksınmış para.
Olmaz, diyoruz. Birimiz hepimiz için, hepimiz bir arada.
İş hukukumuz hiçe sayılıyor. Hepimiz değilse de çoğumuz evlerimize dağılıyoruz. Bir bütün kaç parça?
Eve gelmem demek, gömlekle karşılaşmam demek. Benim bekleyenim işte bu gömlek. Pencereden bakıyorum ona. Arada söyleniyorum. Beni duyduğunu düşünmek hoşuma gidiyor.
Bu ay ev sahibi çok kızacak, diyorum. Kirayı ödemek için başkaca şeyler yapmam lazım. Karton mu toplasam, şişe mi doldursam çuvala çöplerden? Yahut pazar yerinden yük mü kaldırsam sırtıma? Yirmi yaşında değilim ama o yaşlardakilerden aşağı da kalmam.
Küfe sırtımda, hayat sırtımda, can boğazımda alacaklı.
Memlekete dönmek ayıp bu saatten sonra. Satılacak toprak, sürülecek arazi kalmamış. Eski bir ev, çökmüştür bunca zaman sonra. Başını sokacak dam yok oralarda. Akraba var dünya iyisi. Akraba var düşman başına. Cennette görsen kaçarsın, öyle benimkiler.
Karanlıkta oturuyorum.
Karşı tepede canı sıkılan ateşböceği misali gecekonduların........