Ali Rıza Gelirli yazdı: YAZININ UCU: ŞİİR YA DA ŞOK
YAZININ UCU: ŞİİR YA DA ŞOK
“Kişinin şiir yüzünden mahvolması bir onurdur.” O. Wilde
Eğer yazının bir ucu varsa o ucun militanı şiirdir. Ben şimdi bu söyleyişle ne demek istiyorum? Açıkçası biraz şairden, daha çok da şiirden bahsedeceğim. Şayet bunu başarabilirsem, ne demek istediğimi de anlatmış olacağım.
İnsanların ahlâki ve kültürel “yük”ünü (evet ahlâk ve kültür insan için bir yüktür. Bir miktar pozitif, daha çok da negatif yük…) sanat faaliyetinden ne anladıkları belirler. Tüm sanat dalları için geçerli olan bu gerçek, şiir için de değişmez. Şiir, sıradan/ilgisiz biri için romantik bir gülümseme nedeniyken, onunla yakından ilgili bir şair için, şok dalgası olarak algılanır. Ya da öyle bir duygu izi bırakması beklenir. Bana sorulursa, kişide belli dozda şok tesiri yapmayan şiirin, şiirli hali sorgulanmalıdır. Tabii şairin de…
Bugün şairin imajı altında inim inim inleyen bir şiirle mi karşı karşıyayız, yoksa hep mi böyleydi bilemiyorum. Şiir şairin nesnesine indirgenmiş durumda. Şiirin bu konumunun bana yabancı olduğunu söylemeliyim. Burada asıl özne konumunda olması gereken şiir değil midir?
İnsan insanın hayatını genişletir ya da daraltır. Ama insanın hayatını, dünyanın sınırlarını şiir kadar genişleten bir başka sanat dalını tasavvur edemiyorum. Çünkü şiir hesabı tutulamayandır. Hatta gerçek hayatın değerleriyle konuşacak olursak o bir skandaldır. Zira şiirin ahlâkı, insanın ahlâkına karşıdır. Onun kendi ahlâkı vardır. O ahlâkı kavrayamayan, bırakınız sokağına, semtine bile uğramamalıdır şiirin. Bu uyarıyı dikkate almayanlar oraya uğradıklarında komik duruma düşmekten kurtulamayacaklardır.
Gerçek hayatın başarıları şiirin yenilgisidir. Evet, şiir beşeriyetin dünyasında doğmuştur ancak oraya ait değildir. Onu başka bir canlıya benzetsek yeridir. Zira, beslendiği şeyler, insan canlısının beslendiği şeylerden çok faklıdır. Başka başka durumların var olabileceği terbiyesine hep sahip olmuştur. Elbette şiirin insanın haddini bildiği kuşkuludur, en azından haddini bilmek gibi bir muradı olduğunu demek istiyorum. Şiir haddini bilmemekle maluldür. Belki şiiri, şiir yapan özelliklerden en önemlisidir bu. Zira şiirin var oluş gerekçesi kendinden menkul olmasıdır. Kendini bir nesne durumuna düşürecek herhangi bir gerekçe, şiiri şiir olmaktan çıkaracaktır. Kaldı ki şiir, daha önce bilinmedik anlamların........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein