menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nasıl bir üniversite ve mesleki eğitim  

24 5
08.01.2025

Bu hafta ilk önce meslekta­şım ve arkadaşım Özgür Demirtaş Türkiye’deki üniver­sitelerin önemli bir bölümü­nün gençler için zaman kaybı olduğunu yazdı. Daha sonra da Milli Eğitim Bakanlığı, Ülkü Ocakları ile mesleki ve teknik eğitim konusunda bir protokol imzaladı. Benim de bir kez da­ha yüksek öğrenim ve mesleki eğitim yazmam farz oldu.

Kampüs üniversiteleri bil­ginin üretilip paylaşıldığı ku­rumlar olarak birinci ve ikinci sanayi devriminin en önemli kazanımlarından ve paydaş­larından biriydi. Bu sanayi devriminde ise bilgiye erişim için kampüse gitmenize gerek yok.

Konusunda bütün dünya­da söz sahibi olan birisini din­lemek ya da yeni bir bilgiye ulaşmak akıllı telefon kadar uzağımızda. Bilgiye erişimin kolaylaşmasının yanına bir de şirketlerin en iyi üniversitele­rin müfredatlarını bile “mo­dası geçmiş” bulmaları ekle­nince, üniversite kampüsle­ri ve yükseköğrenim sadece Türkiye’de değil bütün dünya­da sorgulanır oldu. Bu yüzden de Türkiye’de üniversitelerin önemli bir kısmı işsizliği dört sene öteleyen ve en büyük iş­levi kent ekonomisine talep yaratmak olan kurumlar ola­rak görülüyor.

Üniversitelerin sahip olması gereken kriterle­rin birçoğunu sağlayamayan bu kurumlar aynı zamanda gençlerde çok önemli bir ya­nılgının da sebebi oluyorlar: Bu kurumlardan mezun olan öğrenciler kendilerini meslek sahibi ve üniversite mezunu sanıyor. Oysa ne mezun olduk­ları kurum uluslararası stan­dartta bir üniversite eğitimi veriyor ne de aldıkları eğitim kendilerini bir meslek sahibi yapıyor.

Siyasete girdi­ğimden beri her fırsatta ülkemiz­deki üniversi­te kampüsleri­nin önemli bir kısmının mes­leki eğitim kam­püslerine çevril­mesi gerektiğini belirtiyorum. Özellikle son 20 yılda neredeyse her Anadolu kentine yüksek yatırım mali­yetleriyle kampüsler inşa edil­di. Ben bunu olumlu........

© Dünya