Gecikmiş bir 8 Mart yazısı
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ydü. Ben de bu yazıyı Türkiye’de kadın işgücünün problemlerinden bazılarına ve çözüm önerilerine ayırdım. Tüm dünyada kadınlar insan nüfusunun yarısını ve tüm işgücünün kabaca @’ını oluşturuyor. Daha üzücü istatistiklere gelirsek eğer;
-Dünyada açlıktan en çok etkilenenlerin `’ını kadınlar ve kız çocukları oluşturuyor
-Türkiye’de 1.5 milyon kadın okuma yazması bilmiyor
-Her üç kadından biri hayatı boyunca en az bir kere şiddete maruz kalıyor
-Her 25 kızdan biri çocuk gelin olarak evlendiriliyor.
Kabaca bir hesaplama yapacak olursak, kadın istihdam oranının erkek istihdam oranına ulaşması durumunda Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’mız şimdiki değerinden %3.5 daha fazla olacaktı. 2024 yılında bu oranın altında büyüdüğümüzü hatırlatalım.Kadınların işgücüne ve sosyal hayata katılmasını sağlamak için önce bazı önyargıları yıkmak gerekiyor. Maalesef ülkemizde toplumun `’ı, kadınların ise T’ü “Ülkemizde insanlar iş bulamıyorsa çalışmak erkeklerin daha çok hakkıdır” cümlesini onayladıklarını söylüyor.
“Erkekler kadınlardan daha iyi yöneticidirler” cümlesini toplumun d’ü, kadınların ise a’i doğru buluyor. Burada üzücü olan kadınların oranının toplumun tamamının oranından çok da farklılaşmadığı. Yani kadınların daha başta çalışmanın kendi hakları olmadığına, kendilerinin yönetici olamayacağına dair önyargılarını kırmamız gerekiyor.
Bir başka önemli sorun da kadınların erkeklere göre ev ve bakım işlerine ayırdıkları zamanın çok daha fazla olması. Çalışan kadınların kelimenin tam anlamıyla vakti yok! TÜİK Zaman Kullanımı Araştırmasına göre kadınlar ev ve bakım işlerine erkeklere göre 5 kat daha fazla vakit harcıyor.
Erkekler ev işlerine veya çocuk/yaşlı bakımına günde sadece 46 dakika harcarken, bu süre kadınlarda tam 3 saat 35 dakika! Ev ve bakım işleri kadınların omuzlarındayken, çocuk bakımı ve yaşlı bakımı gibi işler kadınlara yüklenmişken........
© Dünya
