Yapay zekâya nasıl davranmalı?
Yapay zekâ (YZ), Silikon Vadisi’nin son moda oyuncağı olmaktan çıktı; artık kurumların strateji üretme, karar alma ve uygulama hızlarını kökten değiştiren, oyunun kurallarını yeniden yazan bir güç. Onu sistemlerinize nasıl entegre ettiğinizden çok, ona nasıl bir anlam ve konum yüklediğiniz önemli.
Yapay zekâ bir araçtan öte, bir zihniyet meselesi; çünkü bu yaklaşım yalnızca şirketinizin kaderini değil, sizin ve ekibinizin kariyer geleceğini de doğrudan şekillendiriyor. Bu durumda, liderlerin aynaya bakıp sorması gereken o kritik soru şu: Biz yapay zekâya nasıl davranıyoruz ve nasıl davranmalıyız?
İlk ve en temel yanılgı, yapay zekâyı yalnızca maliyet düşüren bir otomasyon aracı olarak görmek. Oysa potansiyeli bundan çok daha fazlası. Onu bir “dijital ortak” olarak konumlandırmak gerek. Müşteri hizmetlerinde YZ, yalnızca sıkıcı talepleri sıraya dizen bir robot değil; müşteri duygu haritasını çıkaran, proaktif çözümler fısıldayan, hatta markanızın o ince ayarlı ses tonunu koruyarak iletişim kuran bir partner olabilir. Asıl değer, derinlerdeki stratejik ortaklıkta gizli.
YZ’ye “işimizi elimizden alacak” korkusuyla ya da “her derde deva olacakmış gibi” abartılı bir hayranlıkla yaklaşmak,........
© Dünya
