Türkiye’de derin yoksulluk
Bu hafta da güncel ekonomik gelişmeleri bir yana bırakıp Türkiye toplumunun içten içe kanayan bir yarasını gündeme getirmek istiyorum. Geçen hafta iki meslektaşımla birlikte yaptığımız “Türkiye’de derin yoksulluk” başlıklı çalışma İktisat ve Toplum Dergisi’nde (Şubat 2025, Sayı 172) yayınlandı.
Daha önce de yoksulluk üzerine çalışmalarımız olmuştu. Bu çalışmalarda Avrupa İstatistik Enstitüsü (Eurostat) dolayısıyla da TÜİK tarafından takip edilen Göreli Yoksulluk ve Maddi Yoksunluk ölçütlerinin iç tutarsızlıkları özellikle de büyük ölçüde farklı yoksul kümeleri tanımlamaları üzerinde durmuştuk. Bu Türkiye’ye özgü bir sorun değil. Özellikle büyük bölgesel eşitsizliklere sahip ülkelerde bu sorun mevcut.
Yeni çalışmamızda, tabir caiz ise, daha derine inmek istedik. Bu doğrultuda “derin yoksulluk” olarak adlandırdığımız yeni bir ölçüt tasarladık. Bu yeni ölçütü tanımını yapmadan önce tüm samimiyetimle belirtmek isterim ki bu işe girişirken karşımıza bu kadar vahim bir fotoğrafın çıkacağını düşünmemiştim. Bu fotoğrafın TÜİK Gelir ve Yaşam Koşulları 2022 yılı anketinin mikro verilerinden çekildiğini de özellikle belirteyim.
Derin Yoksulluk ölçütü tasarımında ana fikir temel ihtiyaçların ne ölçüde karşılanabildiğidir. Dolayısıyla önce bu ihtiyaçları belirlemek gerekiyor. Eurostat’ın 2015’te tanımladığı Maddi ve Sosyal Yoksunluk ölçütünü oluşturan 13 ihtiyaç buna olanak veriyor. İlk adımda bu 13 ihtiyaçtan derin yoksulluğun göstergesi olmadığını düşündüğümüz 7’sini eliyoruz.
Bunlar........
© Dünya
